1950-1960 YILLARI ARASINDA BURSA’DA KÜLTÜREL ve SOSYAL DEĞİŞİM
Bu çalışmamda II. Dünya Savaşı yıllarında yaşanan kıtlık ve yer yer yaşanan açlıktan sonra gelen barış ve nispi özgürlük yıllarında Bursa’da yaşam tarzındaki değişimi inceledim. NATO desteği ile karayollarının hızla yapıldığı, ABD’den askeri ve ekonomik yardımların geldiği, çiftçinin zenginleştiği ve ülkenin o döneme göre lüx diyebileceğimiz eşyaları kullanmaya alıştırıldığımız yıllardı.
Bu yıllar aynı zamanda ülkede Demokrat Parti’nin iktidar olduğu yıllardı.
1950 sonrası Türkiye kültürel kırılma yaşadı. Amerikan kültürü sinema ve dergilerle dayatıldı. Radyo, sayı ve frekans açısından yetersiz olduğu için diğerleri kadar etkili olamadı. Ellili yılların sonlarına doğru yeni radyo istasyonları kuruldu.
İktidarda CHP olsa bu politikalar değişir miydi? diye sorarsanız, “Belki biraz” diyebilirim. Demokrat Parti, Amerikan kültürü benimsedi ve yayılmasının önündeki engelleri kaldırdı.
Çalışmamda ağırlıklı olarak anı kitaplarından, yerel gazete ve dergilerden, sözlü tarih kaynaklarından faydalandım. Ayrıca üniversite tezlerinden faydalandım.
Size o yıllarda Bursa’nın “Sudan İbaret” olduğunu ve Bursa Ovası’nın Uludağ’ın eteklerinden başlayan ve Mudanya ve Gemlik tepelerine kadar uzanan “Yeşil Bir Deniz” olduğunu hatırlatacağım.
Bu kitabın basıma hazır Bursa çalışmalarımın basımına vesile olmasını dilerim
-Bursa yerel basınında AVP tiyatrosunun açılması ve Bursa’ya gelen tiyatrolar.
-1950-60 yılları arasında Bursa’da yaşanan ilginç olaylar.
-1950’li yıllarda Bursa yerel basınında sinema ve magazin
-Bursa’nın kahveleri ve kahve kültürü
-Bursa’nın meyhaneleri, şaraphaneleri ve Misi şaraphaneleri
ANNEM GİBİ OLMADIM ve OKUMANIN RİSKİ, NİSAN 2022’DE KAFKA KİTAP’TAN ÇIKTI!
Kafka Kitap nisan ayında edebiyatseverlere, Mebuse Tekay’ın hem mutlu eden hem de hüzünlendiren Annem Gibi Olmadım adlı öykü kitabını ve Robert P. Waxler’ın edebi okumanın insan yaşamı üzerindeki önemine odaklandığı Okumanın Riski adlı kitabını sundu. Kafka Kitap logolu tüm kitaplar, raflarda ve internet satış sitelerinde!
Annem Gibi Olmadım Mebuse Tekay
Şüphe yok ki bizler romanlara gönül vermiş nesillerin çocuklarıyız. Hikâyeler uzun uzadıya anlatılsın, bir kitabı okuyabileceğimiz süre boyunca başımızı sokacak başka bir ev ve evren olsun isteriz. Yaşadığımız çağı düşününce okumaya sığınmış hâlimizde hiçbir tuhaflık yok. Tuhaf ve biraz da acı olan, gerçeklikten uzun süreli kopuşları kovalarken öykülerin vaat ettiklerinden ırak düşmemiz. Bu sözler kulağa biraz anlaşılmaz gelirse aldırmayın, kitabın kapağını aralayıp Tekay’ın öyküleriyle tanışan her okurla kırk yıllık dostmuşçasına bağ kuracağız nasılsa…
Annem Gibi Olmadım, sıradan görünenlerin destansı varoluş hâllerini konu ediyor. Kadınlar, çocuklar, erkekler, başka ülkeler ve şehirler, şimdiye dek çoğuna başrol layık görülmemiş oyuncular gibi bu sayfalara yerleşip alabildiğine salınıyorlar. Kiminin anlatısı deli yel gibi esiyor, kimiyse en acı hisleri tarif ederken bile yanağınızı zarifçe okşuyor. Ama hep mağrur, hep yarını gözler hâlde…
Mebuse Tekay öykücülüğünün benzersiz büyüsünü okurlarımızla paylaşmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz!
Okumanın Riski Edebiyat Kendimizi ve Dünyayı Anlamamıza Nasıl Yardım Eder? Robert P. Waxler
Bir yaşam hikâyesi yaratma amacı güderek kendimizle ve ötekilerle, kendi hikâyelerimizle ve ötekilerin hikâyeleriyle diyaloğa dayalı bir ilişki içinde yaşarız. Alasdair MacIntyre şöyle demiştir: “‘Ne yapacağım?’ sorusuna cevap verebilmem için öncelikle şu soruya cevap vermem gerekir: ‘Kendimi hangi hikâyenin veya hikâyelerin bir parçası olarak görüyorum?’”
Okumanın Riski, edebiyatı derinden, yakından okumanın kendimizi ve çevremizdeki dünyayı anlamamıza yardımcı olabileceği fikrinin bir savunması… Nitelikli eserlerin derinlemesine okunması yoluyla modern yaşamın çoğu açıdan daha anlamlı kılınabileceğini öne süren Waxler, bu kitapla sözde “gerçek yaşam”ımıza anlam vermek için “kurguya” ihtiyacımız olduğunu, kurgu okumanın insancıl ve demokratik bir toplum inşa etmek için önemini vurguluyor.
İnsanların “dilsel varlıklar” olduğunun altını çizen yazar, kutsal metinlerdeki Yaratılış kültünden Frankenstein’a, Dövüş Kulübü’nden Yaşlı Adam ve Deniz’e dek pek çok metni analiz ederken, ölümlülüğümüz üzerine düşünmemizi sağlayacak benzersiz bir kapı aralıyor.
İÇ SIZLATAN MİZAHIYLA BÜLENT GÖRÜR’ÜN İLK ÖYKÜ KİTABI AHMAKISLATAN, EPSİLON’DAN ÇIKTI!
Epsilon, Bülent Görür’ün yedi öyküden oluşan ilk kitabı Ahmakıslatan’ı okurlarla buluşturdu. Editörlüğünü Tolga Meriç’in üstlendiği kitapla öykülemedeki becerisini ortaya koyan Bülent Görür’ün, saf bir yanları olan karakterleri ahmakıslatana yakalananları, iç sızlatan mizahı ise gökkuşağını andırıyor.
Kadınlar tarafından reddedilme korkusunu, “abi” diye hitap ettiği müşterisi, kart zampara Sadun’un yönlendirmesi ve gittiği psikiyatrın önerisiyle yenmeye karar veren Nüvit… Birlikte kömür işine giriştikleri asker arkadaşı şehirler arası otobüste şeytana uyup hırsızlık yapınca kendini havadaki karla ve gökyüzündeki yarım ayla hemhal olmuşken bulan Sertan… Vergi rekortmenliği devletin canını sıkmaya başlayan genelev patroniçesinin muhasebeciliğini alınca adının çıkmasından korkan Lütfü… Yazdığı romanı yazarlık atölyelerinde adam etmeye çalışması başlı başına bir “roman”a dönüşen Bünyamin… Kısacık bir dolmuş ya da taksi yolcuğunda dahi psikolojileri altüst olup ruhlarının röntgen filmini bırakanlar…
Bülent Görür’ün toplam yedi öyküsünün yer aldığı Ahmakıslatan, Epsilon logosuyla raflarda ve internet satış sitelerinde!
EPSİLON’UN NİSAN SEÇKİSİ, İLKBAHARIN TÜM RENKLERİNİ TAŞIYOR!
Sürükleyici romanlar, yüreğe dokunan öyküler, iş hayatına, sağlık ve beslenme için en doğru yollara ışık tutan çalışmalar, sanat, bilim, tarih ve araştırma kitapları ile çocuklar için ödüllü maceralar Epsilon’un Nisan 2022 seçkisinde her yaştan okuru bekliyor. Epsilon logolu tüm kitaplar raflarda ve internet satış sitelerinde!
Ahmakıslatan Bülent Görür
Kadınlar tarafından reddedilme korkusunu, “abi” diye hitap ettiği müşterisi, kart zampara Sadun’un yönlendirmesi ve gittiği psikiyatrın önerisiyle yenmeye karar veren Nüvit… Birlikte kömür işine giriştikleri asker arkadaşı şehirler arası otobüste şeytana uyup hırsızlık yapınca kendini havadaki karla ve gökyüzündeki yarım ayla hemhal olmuşken bulan Sertan… Vergi rekortmenliği devletin canını sıkmaya başlayan genelev patroniçesinin muhasebeciliğini alınca adının çıkmasından korkan Lütfü… Yazdığı romanı yazarlık atölyelerinde adam etmeye çalışması başlı başına bir “roman”a dönüşen Bünyamin… Kısacık bir dolmuş ya da taksi yolcuğunda dahi psikolojileri altüst olup ruhlarının röntgen filmini bırakanlar…
Bülent Görür, bu ilk kitabıyla okura, öykülemenin zorluğundan anlatmaya sığınarak kaçmayan yazarlardan olduğunun müjdesini veriyor. Yazarın, saf bir yanları olan öykü kişileri ahmakıslatana yakalananları, iç sızlatan mizahı ise gökkuşağını andırıyor.
Assassin’s Creed® – Geçmişin Yansımaları Edginton, Favoccia, Lopez
ASSASSIN’S CREED SERİSİNİN EN SEVİLEN KARAKTERLERİ, DAHA ÖNCE HİÇ ANLATILMAMIŞ HİKÂYELERİYLE BU CİLTTE.
Otso Berg bir ikilemle karşı karşıyadır ve bu ikilemi sadece geçmiş çözebilir.
Suikastçı Kardeşliği’nin en cesur ve en zeki karakterlerinden bazılarının geçmişini takip etmek için Animus teknolojisini kullanan Usta Tapınakçı, rakiplerine karşı mevcut dengeyi kendi lehine değiştirmeyi umar. Bunun için düşmanından dersler almaktan, düşmanın kendisi olmaktan daha iyi bir yol var mı?
Ian Edginton ve Valeria Favoccia’dan benzeri olmayan bir Assassin’s Creed çizgi romanı. Ezio Auditore, Altaïr Ibn-La’Ahad, Edward Kenway ve Ratonhnhaké:ton dahil olmak üzere serinin en unutulmaz Suikastçılarından bazılarının daha önce hiç anlatılmamış maceralarını içeren bu cilt, tüm Assassin’s Creed hayranlarının ilgisini çekecek.
Cazibe Çemberi Paula Quinn
Madalyalı savaşçı Lord Dante Risande, sahip olduğu eşsiz cazibeyle her kadını kendine hayran bırakmayı başarıyordu. Ta ki bir yemekte tanıştığı güzel köle Gianelle onun yakışıklılığına ve baştan çıkarıcılığına karşı koyana kadar. Babası onu terk ettiği için hayatını zalim Lord Dermott’un kölesi olarak geçiren Gianelle’in erkeklerle kaybedecek vakti yoktu. Özellikle de Dante gibi kibirli ve kendini beğenmiş olanlarla.
Gianelle’in tek bir amacı vardı: özgürlük. Bunun için en yakın arkadaşı Casey ile kusursuz bir plan yapmışlardı. Ancak kaçmaya çalıştıkları gece Dante’ye yakalanmaları bütün hayallerini suya düşürecekti ve onu hiç tahmin etmediği bir esaretin içine çekecekti. Aşkın esaretinin… Gianelle, Dante’de yakışıklılığın ve tutkunun ötesinde, bildiği bütün silahlardan daha tehlikeli bir şey bulacaktı: Hayatı boyunca görmediği kadar çok şefkat… Ve kendi özgürlük hayalini hırçın okyanusların, güçlü rüzgârların, dörtnala koşan atların şahitliğinde yeniden yazacaktı.
Cingöz Marty 1 – Açmayın! Mark Parisi
Her ressamın kendine has bir görüntüsü vardır. Ancak sadece tek bir ressam dünyayı kurtaracak kadar muhteşemdir!
İşte karşınızda ödüllü karikatürist Mark Parisi’den Cingöz Marty’nin birbirinden eğlenceli maceraları!
Cingöz Marty 2 – Çek Şu Patilerini! Mark Parisi
Her sanatçının bir sırrı vardır. Ancak içlerinden yalnızca birinin tüm dünyayı yok edecek kadar büyük bir sırrı var!
Cingöz Marty, ikinci macerasıyla yeniden karşınızda! Ancak bu kez boyundan büyük bir işe kalkışmış olabilir! Bakalım Marty, bu tüylü meseleyi çok geç olmadan çözebilecek mi? İşte karşınızda ödüllü karikatürist Mark Parisi’den Cingöz Marty’nin heyecan verici ikinci hikâyesi!
Diyet Değil Dieta Prof. Dr. Feyzullah Ersöz Sağlıklı ve Kalıcı Kilo Vermenin Yolu
“Sağlıklı ve kalıcı kilo vermek için yaşam biçiminizi düzenlemek üzere kendinize has bir Dieta oluştururken en iyi kılavuzunuz bedeninizdir. Karşılaştığınız birinin, ‘Sen biraz kilo mu aldın?’ dediği sürede bile vücudunuzun içinde neler olup bittiğini, sistemin genel olarak nasıl çalıştığını ve sizin özelinizde nasıl farklılıklar olabileceğini bilmeniz, yapacağınız her şeyi lehinize çevirmenizi kolaylaştıracaktır.”
Kilo vermek için uğraşırken işittiğiniz bütün tavsiyelere körü körüne uymak yerine, önce “Neden?” sonra “Nasıl?” diye soruyorsanız bu kitap tam size göre.
Dieta, size özel bir sistemi olan biricik vücudunuzu daha yakından tanımanızı sağlarken; Metabolizma Hızı, İnsülin Direnci, Aralıklı Açlık, Glisemik İndeks gibi sürekli karşılaştığımız ama aslında ne olduğunu, ne işe yaradığını, nasıl çalıştığını bilmediğimiz kavramlar hakkında bilgi veriyor, merak ettiğimiz ve bilmemiz gereken her şeyi konuştuğumuz dilden anlatıyor…
Ruhun Gizli Yaşamı Sabine Wery von Limont, Jarka Kubsova
Görünmez “Gücümüz” Hakkında Bilinmesi Gereken Her Şey
Neden böyleyiz? Ve böyle olmak zorunda mıyız?
Neden aynı uyaranlara her birimiz farklı tepkiler veriyoruz?
İstediğimizi sandığımız şeyleri gerçekten istiyor muyuz?
Peki ya korktuklarımız ve uzak durmayı seçtiklerimiz?
Ruh nasıl oluşur, nasıl çalışır ve çalışmaya nasıl son verir?
Ruhun zihinsel ve fiziksel sağlığımız üzerinde nasıl bir etkisi vardır?
Hormonlarımız kim olduğumuzu belirler mi? Ebeveynimizle ilişkimiz, sosyal bağlarımıza ne kadar nüfuz eder?
Borderline, obsesif kompulsif ve narsisizm gibi kişilik bozuklukları nasıl oluşur ve ruhun bunlara katkısı nedir?
Onu göremiyor olabiliriz ama hissedebiliriz, gözlemleyebiliriz ve hakkında yeni şeyler öğrenebiliriz: Ruh, bedenimizin görünmeyen organı.
Yüzyıllar boyunca ruh yalnızca teorik bir varlık olarak kabul edildi ancak modern araştırmalar konuya farklı bir bakış açısı getiriyor. Ruh aslında düşündüğümüzden daha somut; sinir sistemi vasıtasıyla bütün organizmamıza etki ediyor, beyin ve organ aktivitemizi düzenliyor, insanlarla ilişkilerimizi belirliyor, kişiliğimizi tanımlıyor ve isterse bizi hasta edip iyileştirebiliyor. Ünlü psikolog Sabine Wery von Limont, ruhun bizimle iletişim kurmak için hangi stratejileri kullandığını, kendimizi ve diğer insanları daha iyi anlamak için onunla ilişki kurmanın neden gerekli olduğunu sinirbilim, psikoterapi ve epigenetik alanındaki en son bulgulardan yararlanarak basit ve anlaşılır bir dille açıklıyor.
Rüzgârın Getirdiği Debbie Macomber
#1 NEW YORK TIMES ÇOKSATAN YAZARI
Kitaplarıyla bütün dünyada milyonlarca okura ulaşan Debbie Macomber’dan aile olmak üzerine dokunaklı bir hikâye… Sevdiklerimizin yokluklarıyla açtıkları derin boşluklara hayatın doluşunu Debbie Macomber’ın samimi ve sürükleyici anlatımıyla okuyacaksınız!
Harper ve Willa birbirine zıt karakterlere sahip iki kız kardeştir. Willa son derece anaç, sakin ve çekingen bir kişiliğe sahipken, Harper flört etmeyi seven, eğlenceli ve girişken biridir. Annelerinin ölümünün ardından babaları, yaşadığı derin acının etkisiyle aileden uzaklaşınca Willa, kız kardeşi Harper’a ve ağabeyi Lucas’a bakmak zorunda kalmıştır. Tüm bu yıpratıcı yılların ardından Willa nihayet hayallerinin peşinden gitme fırsatını bulur ve kendine huzur dolu Oceanside’da şirin bir kafe açar. Kafe zaman içinde Oceanside sakinleri için vazgeçilmez bir lezzet durağı olur.
Harper ise zorlu bir hastalık sürecinden sonra nihayet iyileşmiştir. Yeni hayatının her gününü dolu dolu yaşamaya karar veren Harper tehlikeli sporlara gönül verir. Willa, onun için fena hâlde endişelenmektedir. Harper ise ablasının onun üstüne bu kadar düşmek yerine âşık olup artık kendi hayatını kurması gerektiğini düşünmektedir. Bu amaçla onu kafenin karizmatik müşterilerinden fotoğrafçı Sean O’Malley ile tanıştırır. Willa içten içe Sean’ın onun için doğru insan olduğunu bilse de korkuları nedeniyle bu ilişkiden uzak durmaya kararlıdır.
“Kadın romanlarının gökkubbesinde bir yıldız varsa, o muhtemelen Debbie Macomber’dır.”
-Publisher’s Weekly
Sesim Duyulana Dek Abi Daré
Goodreads Okur Ödülü Adayı
Sesim Duyulana Dek, Nijerya’nın küçük bir köyünde büyüyen, kendi sesine kavuşabilmek ve kendi adına konuşabilmek için okumak isteyen bir genç kızın unutulmaz hikâyesi… Hayaller uğruna verilen zorlu mücadele hakkında, yürekleri hem burkan hem de umutla dolduran güncel bir masal…
Yolundaki aşılmaz engellere rağmen Adunni kendisi için seçtiği geleceği kurabilmek uğruna doğduğu köyden kaçmayı göze alır. En zor koşullar altında bile neşesini ve umudunu kaybetmeden, kaderini baştan yazmak üzere bilmediği yerlerde, tanımadığı insanların içinde, bambaşka acıları göğüsleyerek hayatta kalır. Çünkü hayalleri oradadır, gözünün önünde: Ben öğretmen olacağım. Çok mu uzak? Yoksa imkânsız mı? Kendini, hayatını, doğduğun yeri, hatta dünyayı değiştirmek… Hayal mi? Adunni için değil. Sesini yükselten hiçbir kız için değil.
Hayal değil: Dünyayı Adunniler değiştirecek.
Tanrı’nın Gölgesi – Yavuz Sultan Selim ve Bilinmeyen Hikâyesi Alan Mikhail
“Yılın En İyi Kitabı.” – Times Literary Supplement, Publishers Weekly, History Today.
New York Times Book Review En İyi Kurgu Dışı Kitap Ödülü.
Dünya tarihi alanındaki çalışmalarda uzun süredir ihmal edilmiş olan Osmanlı İmparatorluğu, 16. yüzyılda gücünün zirvesinde bir jeopolitik güç ve çoğulcu yönetimin merkeziydi. Osmanlılar, askeri hâkimiyetleri ve ticaret yolları üzerindeki tekelleri ile Avrupalıları Akdeniz’den uzaklaştırıp yeni dünyaya gitmeye zorlayarak daha fazla toprağa ve tüm dünya güçlerinden daha fazla nüfusa sahip oldular. Modern dünyanın yükselişindeki etkisine ve merkeziliğine rağmen Osmanlı İmparatorluğu’nun görkemli tarihi yüzyıllar içinde çarpıtıldı, yanlış yansıtıldı ve özellikle Batı’da görmezden gelinip bastırıldı. Tanrı’nın Gölgesi ile Alan Mikhail, Osmanlı’nın bir döneminin hayati öneme sahip yeni bir anlatısını sunuyor ve Osmanlı’nın fetih hikâyesini Sultan Selim’in hayatı üzerinden taptaze bir tarihi bakışla anlatıyor.
Bir cariye olan annesi ile padişah babasının sekiz oğlunun dördüncüsü olan Selim’in tahtı devralışı bugün hâlâ tartışma konusudur. Güçlü, katı karakteri ve askeri cesaretinin yanı sıra annesi Gülbahar’ın da rehberliğiyle tahta geçen Selim, büyük bir hırsla Osmanlı’nın topraklarını üç katına çıkararak yeni bir idari yapı inşa etti ve imparatorluğun yükselişinde istikrarın simgesi oldu.
Mikhail’in orijinal haritalar ve çarpıcı çizimler eşliğindeki ezber bozan metni Selim’in hayatını olağanüstü akıcı ve ustalıklı bir üslupla aktarırken İslam tarihi hakkındaki önyargıları da yıllardan beri egemen olan “Batı’nın yükselişi” teorileriyle birlikte altüst ediyor. Kristof Kolomb’un Amerika’ya yaptığı yolculukları Müslümanları katletmeye yönelik beceriksizce girişimler olarak hikâye edişini, Osmanlı’da kölelerin toplumun seçkinleri hâline gelişini, Hıristiyan devletlerin köle ticaretinde dünyaya saldığı vahşeti aktarırken, Selim’in Osmanlı’sının dünya tarihindeki önemine dair bakışımızı tazeliyor.
Tanrı’nın Gölgesi, bir tarih kitabını o savaş meydanında, o sarayda, o otağın içinde, o gemide, o haremde, o limanda, o sofradaymış gibi hissederek okumak isteyenler için…
Tanrı’nın Zihni – Sinirbilim, İnanç ve Ruh Arayışı Dr. Jay Lombard
Tanrı var mı? Ruhumuz var mı? Ölümden sonra hayat var mı? Hayatın anlamı nedir?
Uzman nörolog Dr. Jay Lombard, Tanrı’nın Zihni adlı kitabında, sinirbilim aracılığıyla, belki de hayatımız boyunca içinden çıkamadığımız soruları yanıtlamak yerine, bizi o sorularla bir keşfe çıkarıyor. Belki de cevaplar bu soruların içinde saklıdır. Kim bilir?
DNA’mız, beynimiz, organlarımız, bedenimizdeki her şey somut ve biyolojik bir karşılık bulabiliyor. Peki maddi olmayan yanımız? Zihnimiz? Anılarımızın, hafızamızın ve bilhassa inancımızın kanıtlanabilir varlığını nerede ve nasıl bulabiliriz?
Öldüğümüzde hatıralarımıza, benlik duygumuza, bilincimize, zihnimize ne oluyor? Onlar da ölüyor mu? Biz hayattayken bile somut bir şekilde kanıtlayamadığımız, sadece hissedebildiğimiz bu olgulara öldükten sonra ne olduğunu nasıl açıklayabiliriz?
Tanrı’nın zihnini anlayamadan bu sorulara cevap bulamayacağımızı ileri süren uzman nörolog, meslek yaşamında karşılaştığı hastalarından örneklerle bizi zihnimizde ve biyolojik varlığımızın ötesinde bir yolculuğa çıkarıyor. Tanrı’nın Zihni’nde, bilime gönülden bağlı bir sinirbilim uzmanı olan Dr. Jay Lombard, bilim yüzünden inancımızı kaybetmek yerine, bilim yoluyla inancımıza sıkı sıkı tutunmamızı telkin ediyor. Gerçeği, bilimin ötesinde ararken bilimi asla göz ardı etmiyor. Aksine bilimden faydalanıyor.
Belki de tüm bu sorulara cevap bulabilmek için özellikle inanç ve empati gibi kavramlar üzerinde durmamız gerekiyordur. Belki de Tanrı’nın zihni içimizdeki sevgide ve merhamette saklıdır.
Uygarlığın Ayak İzleri 4 – Batı Resim Sanatında Mitoloji Celil Sadık
Bu kitapta sanatseverlerin en önemli sorularından birine yanıt arıyoruz: “Mitolojik resimler nasıl okunur?”
Resimlerin dilini öğrenebilmek için vâkıf olmamız gereken konulardan ilki, hiç şüphe yok ki mitolojidir. Bu kitapta mitolojinin farklı dönemlerde ne amaçlarla kullanıldığını görecek, ilhamını mitolojik anlatılardan alan resimleri tanıyıp okumayı kolaylaştıracak bir yol izleyeceğiz. Birden fazla eserde, oldukça farklı yorumlanmış mitolojik karakterleri ve hikâyelerini nasıl tanıyabileceğimizi öğreneceğiz. Bunu yaparken eserlerin ait oldukları dönemlere değinecek, özelliklerinden söz edecek, akımların ünlü sanatçıları hakkında önemli bilgiler edinecek ve birbirleriyle benzerliklerini/farklılıklarını inceleyeceğiz. Dinin görsel bir dile dönüşerek halka neler anlatabileceğini görmenin yanı sıra Hıristiyanların, Antik Pagan inanışlarını kendi dinlerine, resimlerine ve günlük yaşamlarına nasıl adapte ettiklerine tanıklık edeceğiz. Katolik Kilisesi’nin veya Floransalı zengin ailelerin mitolojiyi ne kadar etkili bir resim dili olarak kullandığını görecek, hatta mitolojik hikâyeler üzerinden Hıristiyanlık öğretilerini tanıyacağız.
Bu kitapta göreceğiniz her resim basit bir tabirle “tarihe açılan bir pencere” değil, o tarihe gidebilmenizi sağlayan birer kapı olacak. Tüm okurlar için keyifli bir yolculuk olmasını dilerim…–Celil Sadık
Yeni Müşteri Kazanmak Mike Weinberg
Kolay Uygulanabilir Taktiklerle İş Geliştirmek ve Müşteri Kazanmak İçin Temel Kılavuz
Satış işinin can damarı yeni müşteriler kazanmaktır. Mike Weinberg, Yeni Müşteri Kazanmak‘ta iş geliştirme ve satış üzerine paha biçilmez tecrübelerini, komik ama eğitici anılarını anlatıyor ve kimsenin dosdoğru söylemeye cesaret edemediği samimi tavsiyelerde bulunuyor. Pek çok satışçının ve yöneticinin yaptığı önemli hataları inceleyerek hedefe ulaşmaya yardımcı olacak sıradışı ipuçları veriyor.
Müşterilerin satış karşıtı içgüdülerinin üstesinden nasıl geleceksiniz? Doğru müşterileri seçip takip etmenin ve onları kazanmanın daha basit bir yolu yok mu? Weinberg bu sorulara hiç lafını esirgemeden cevap verirken kendi sorularını soruyor. Satışta sizi “uçuracak” soruları…
En iyi 20 satış kitabı arasında gösterilen Yeni Müşteri Kazanmak, satış işinin üstündeki tüm gizemi zaman zaman sert çıkmak pahasına dağıtarak bu işin aslında ne kadar basit olduğunu kanıtlıyor. “Başarı” ulaşılmaz ya da ille de çırpınarak, zar zor elde edilen bir hedef değildir. Yeni müşteri kazanmak için yenilenmeye hazırsanız başarıya da hazırsınız demektir.
“Cesurca. Satış işindeyseniz ve hedefinize giden en iyi yolu bilmiyorsanız bu kitap tam size göre. Kendinize ve satış ekibinize bir iyilik yapın ve bu kitaptan herkese birer tane alın.”
– Smart Selling Tools Blog
“Bu kitabın, satışçıların işlerinde daha iyi olmasını ve daha çok yeni müşteri kazanmasını sağlayacağına yürekten inanıyorum.”
– Anthony Iannarino