Bir şiddet çalıştayı ve sonuç bildirgesi (Köşe yazısı)

Davut Güleç

Gazeteci

[email protected]

Hepimiz bir trafik kazası, ev içi kazalar, istenmedik, beklenmedik olaylar, kasıtlı, nitelikli-niteliksiz  şahsa karşı olaylarda, hastalıklarda, hele son dönemlerde bu virüs-mikropların arttığı dönemde ilk aklımıza hep onlar gelir ve herkes birbirine aynen şöyle bağırır.

‘112’yi ara, polise haber ver, doktor çağır.’

Sonrasında ‘geç geldi’ ya da ‘görevini tam yapmadı’, ‘zamanında müdahele etmedi’, ‘Yanlış müdahele sonucu…’ gibi suçlamalarla sağlık çalışanlarına saldırır, tehdit eder, döver, yatan ve ayakta hastaları huzursuz eder, hizmeti aksatırız.

Son dönemde basında en çok gündeme gelen konulardan biri ‘sağlıkta ve çalışanlarına yönelik şiddet.’

Türk Ceza Kanunu’nda  yapılan düzenlemeler, artırılan cezalarda pek caydırıcı olmadı.

Olsa zaten sağlık kurumlarında ve çalışanlarına yönelik bu tür ‘şiddet’ olayları önlenir, saldıranlarda  biraz korkardı.

Kayseri’de 8 Ocak’ta  Erciyes Üniversitesi Sabancı Kültür sitesinde, benimde  yakından dinlediğim, şiddeti yaşayan sağlık çalışanları, Kayseri Tabip Odası, Kayseri Sağlık Müdürlüğü, Kayseri Barosu ve bazı paydaşların katılımı ile “Sağlıkta Şiddet” çalıştayı yapıldı. Bu çalıştayda herkes kendi penceresinden çok güzel konulara parmak bastı, çözüm yollarını sunarken siyasi iktidara ve ilgililere çağrıda bulundu.

Ama o koca salonda paydaşları ve konuşmacıları çıkarsak kimse yoktu. Yani boştu dersek yalan olmaz.

Yani böylesi ciddi bir konuda sağlıkta olur olmaz açıklama yapan meslek örgütleri ve temsilcileri, sağlık çalışanları yoktu.

Belki de, seçilmiş ve atanmışlardan, onların verecekleri eziyet ve gazaplarından korktular.

Ama o gün sağlık çalışanları ve meslek örgütleri kendi ‘sağlıkta şiddet’ sorununa sahip çıkmadılar, çıkamadılar, gelmeyerek, görmeyerek, bahane uydurarak ‘üç maymunlaştılar’.

Ücret ve özlük hakları dışında her nedense cılız kalan ‘bazen-sözde’ açıklamalarla koltuklarına iyice yerleştiler.

Kayseri Tabip Odası başkanı  Doç.Dr. İlhan Şahin ve yönetimi, işte bu çalıştayın sonuç bildirgesini açıkladı.

Haber yaptık ama ben yıllardır bu konuda sağlık çalışanlarından çok destek gören, saldırılara, suçlanmalarına, iftira atılmalarına tanıklık eden 47 yıllık gazeteci, uzman polis-adliye muhabiri ve bir vefa örneği olarak bu konudaki sonuç bildirisini, Oda başkanı Şahin’in açıklamalarını aynen size aktarmayı bir görev sayıyorum.

Sağlıkta şiddet, şüphesiz ki hayatın tüm alanlarında şiddeti doğuran nedenlerden, şiddete yatkın insanların caydırılamamasından ve şiddet uygulayanların yeterince yaptırım görmemesinden tümüyle bağımsız bir olgu değildir. Bununla birlikte, ülkemizde diğer alanlarda çalışanlara nispetle sağlık çalışanlarının yaklaşık 20 kat daha sık şiddete uğruyor olması ve sağlık çalışanlarının maruz kaldığı şiddet olaylarının sıklık ve derecesinin giderek artıyor olması, bu meseleyi ülkemizin çok önemli sorunlarından biri haline getirmiştir. Sağlıkta şiddet olayları, sadece şiddetin mağduru olanları fiziksel ve psikolojik travmaya uğratmanın ve belli bir süre için sağlık hizmeti vermekten alıkoymanın ötesinde, tüm hekim ve sağlık çalışanlarının iş motivasyonunu ciddi şekilde etkilemekte ve ülkemizde verilen sağlık hizmetlerini orta ve uzun vadede ciddi şekilde etkileyecek sonuçlara neden olmaktadır. Sağlıkta şiddetin nedenlerinin ortaya konması ve çözümü için acilen etkili adımların atılması zorunlu hale gelmiştir. Bu nedenlerin ve çözüm yollarının ortaya konması amacıyla 8 Ocak 2022’de düzenlediğimiz “Sağlıkta Şiddet – Nedenler ve Çözüm Önerileri” başlıklı çalıştayın sonucu olarak ortaya koyduğumuz aşağıdaki bildirgeyi meslektaşlarımızın, çözüme katkı sunabilecek resmi ve gayrı resmî kurumların ve kamuoyunun dikkatine sunarız.

SAĞLIKTA ŞİDDETİN NEDENLERİ: 1. Hekim ve sağlık çalışanlarının vatandaşların hizmetine kayıtsız şartsız amade oldukları, devletin kendilerine sağlaması gereken destekten mahrum oldukları ve zayıf oldukları algısının bilerek veya bilmeyerek siyaset, devlet ve medya yoluyla yaygınlaştırılmış olması,

2. Vatandaşların önemli bir kesiminin hekim ve sağlık çalışanlarının hakları konusunda bilinçsiz ve duyarsız olması,

3. Hastane ve sağlık kuruluşlarındaki güvenlik önlemlerinin yetersiz olması,

4. Hekim ve sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlara karşı hukuki yaptırımların yetersiz kalması,

5. Hasta ve hasta yakınlarının hekimlerce karşılanması mümkün olmayan ve bazen de gayrı meşru olan beklenti ve istekleri (öncelikli muayene, hukuka aykırı rapor ve reçete düzenlenmesi talepleri, tıbbi imkanların ötesinde iyileşme beklentisi, vb.),

6. Hasta ve hasta yakınlarının aşırı veya gayrı meşru taleplerinin şiddete başvurduklarında karşılanabilmesi veya karşılanabileceği algısının oluşturulmuş olması,

7. Mevcut sağlık sisteminin ve sağlık idarecilerinin önemli bir kısmının hekimleri sayıya ve niceliğe dayalı sağlık hizmeti sunmaya zorlaması,

8. Hasta-hekim iletişimini bozan ve sunulan sağlık hizmetinin niteliğini düşüren ağır iş yükü ile nöbet ve çalışma saatlerinin çok uzun olması,

9. Yukarıda zikredilen ağır iş yükü ve niceliğe dayalı hizmetin neden olduğu, muayeneye, hasta bakımına ve bilgilendirmeye yeterince zaman ayrılamaması,

10. Hekime yardımcı olacak hemşire, tıbbi sekreter ve diğer sağlık personellerinin sayılarının yetersizliği,

11. Sağlık hizmetini veren hekim ve sağlık çalışanlarının iş motivasyonlarını bozan özlük hakları sorunları ve iş memnuniyetsizliği,

12. Medyada asılsız, abartılı ve kışkırtıcı tıbbi hata ve ihmal haberlerinin yer alması,

13. Medyada ve sosyal medyada modern tıbba ve hekimlere olan güveni sarsacak asılsız iddia ve komplo teorilerinin sıkça yer alması ve toplumda etki gücü yüksek kişilerce paylaşılması,

14. Hekim ve sağlık çalışanlarının, tıp ve sağlık alanın eğitim veren ve alanların (öğretim üyesi, asistan, öğrenci) kendi aralarında, hastalarla ve hasta yakınlarıyla iletişim yöntemlerindeki yanlışlıklar,

15. Sağlık kuruluşlarının hastalarla hekimleri her an yüz yüze getiren, bekleyen hastaların ve hasta yakınlarının huzurunu kaçıran, gerginliklerini artıran mimari yapıları (uygun olmayan bekleme salonları, poliklinik ve hekim odasının doğrudan kalabalık bekleme salonlarına açılması gibi)

SAĞLIKTA ŞİDDETİN ÇÖZÜMÜ İÇİN ÖNERİLER:

1. Ülkemizi yöneten siyasi irade tarafından sağlıkta şiddetin önemsendiğine ve önlenmesi gerektiğine ilişkin kararlı duruş sergilenmesi,

2. Devletin yasama, yürütme ve yargı organlarının tümü tarafından sağlık şiddet konusunda ortak ve tavizsiz bir tavır gösterilmesi, gerekli düzenlemelerin yapılması, onlara bağlı kuruluşlar ve ilgili kamu görevlileri tarafından da düzenlemelerin sahiplenilerek uygulanması,

3. Sağlık hizmetlerinde en az hasta hakları kadar hekim ve sağlık çalışanlarının haklarının da önemsenmesi, siyasette ve bürokraside popülist söylem ve uygulamalara derhal son verilmesi,

4. Sağlık sisteminin acilen güncellenmesi, performansa, niceliğe ve popülizme dayalı mevcut sistemden, hizmetin niteliğine, çalışanın güvenliğine, huzuruna ve tek taraflı değil, hizmet veren ile hizmet alanın karşılıklı memnuniyetine dayalı sisteme geçilmesi,

5. Vatandaşların hekim ve sağlık çalışanlarının hakları konusunda bilinç ve duyarlıklarını artırmaya yönelik eğitim, kamu spotu, tanıtım ve afiş çalışmalarının yapılması,

6. Medya organlarında sağlıkta şiddet haberlerinin şiddeti özendirici ya da mazur gören ya da bir çözüm yöntemi olarak görülmesine yol açacak şekilde değil, kınayıcı ve dışlayıcı bir dille sunulması,

7. Başta büyük hastaneler olmak üzere, sağlık kuruluşlarına girişte x-ray taraması dahil, güvenlik önlemlerinin, güvenlik görevlilerinin sayılarının artırılması,

8. Hekim ve sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlara karşı hukuki yaptırımların artırılması, bununla birlikte savcılıkların ve kolluk kuvvetlerinin yetkilerinin hukuk çerçevesinde şiddet mağdurlarının lehine sonuna kadar kullanılması,

9. Beyaz Kod prosedürlerinin mağdur hekim ve sağlık çalışanlarını yıldırmayacak şekilde iyileştirilmesi, beyaz kod verildiğinde, sağlık çalışanlarının ifadelerinin ilgili kanundaki emredici düzenleme gereğince, mutlaka ilgili sağlık kuruluşunda alınması, personel yetersizliği gibi nedenlerle polis merkezlerine davet edilmemesi,

10. Hekim ve sağlık çalışanlarının uğradıkları sözlü şiddet ve tehdit dahil her türlü şiddet olayında beyaz kod vermeyi ihmal etmemesi, olayın kayda geçmesini sağlaması ve beyaz kod mekanizmasına sahip çıkması,

11. Aile hekimlerinin usulsüz ilaç ve rapor yazdırmak için kullanılmaya çalışılmasının önüne geçilmesi, bu konuda acil ve diğer branş hekimlerinin duyarlı olması ve bu amaçla hasta yönlendirmemesi,

12. Sözlü şiddet, fiziksel şiddet, tehdit, gürültü ve kargaşa çıkarma gibi yöntemlere başvuran hastaların olayın olduğu günden itibaren belirli bir süre aynı hekimden ve aynı sağlık kuruluşundan hizmet almasının kısıtlanmasına dair yasal düzenleme yapılması,

13. Sözlü şiddet, fiziksel şiddet, tehdit, gürültü ve kargaşa çıkarma gibi yöntemlere başvuran kişilerin sağlık sistemi içinde oluşturulacak bir listeye dahil edilerek listedeki kişilerin sağlık kuruluşlarına sonraki başvurularında sağlık çalışanlarını önceden uyaracak bir uyarı sisteminin uygulamaya konması,

14. Sağlık kuruluşlarında fiziksel şiddete başvuran hastaların acil durumlar dışında belirli bir süre sağlık sigortasından yararlandırılmaması konusunda yasal düzenleme yapılması,

15. Sağlık kuruluşlarının idarecilerinin hekimlere sayısal olarak daha fazla hizmet üretme konusunda baskıcı tutumlarından vazgeçerek, hekimlerin iş motivasyonlarını artırmaya yönelmeleri,

16. Hasta-hekim iletişimini bozan, sunulan sağlık hizmetinin niteliğini düşüren, muayeneye, hasta bakımına ve bilgilendirmeye yeterince zaman ayrılamamasına neden olan ağır iş yükünün azaltılması için tedbirler alınması, sevk sisteminin yeniden yürürlülüğe konması,

17. Acil servislerde sunulan sağlık hizmetinin niteliğinin düşmesine ve gergin ortamlar oluşmasına yol açan hasta yükünün azaltılması için, gerçekten aciliyet arz etmeyen hasta başvurularının azaltılmasına yönelik tedbirler alınması,

18. Kamudaki hekimlerin istifalarının önlenmesi ve sayılarının artırılması için kamuda çalışmanın cazip hale getirilmesi,

19. Hekimlerin çalışma şartları ile ilgili gerekli düzenlemelerin yapılarak hasta-hekim iletişimini bozan ve sunulan sağlık hizmetinin niteliğini düşüren uzun nöbet ve çalışma saatlerinin kısaltılması,

20. Hekime yardımcı olacak hemşire, tıbbi sekreter ve diğer sağlık personellerinin sayılarının artırılması,

21. Şiddet olaylarının sıklıkla yaşandığı birimlerde hastaların ve hasta yakınlarının mevzuata uygun bir şekilde bilgilendirilebilmesi ve kaygı düzeylerinin azaltılması amacıyla hastane idarelerince tedbir alınması,

22. Sağlık hizmetini veren hekim ve sağlık çalışanlarının özlük hakları sorunlarının çözülmesi ve iş motivasyonlarının artırılması,

23. Yazılı, sözlü ve görsel medyanın asılsız, abartılı ve kışkırtıcı tıbbi hata ve ihmal haberlerine yönelik hukuki süreçlerin takip edilmesi; somut tıbbi dayanakları ortaya konulan haber veya şikayetlerin etkin bir şekilde soruşturulması ve bu yolla sağlık hizmetinden yararlanan kişilerin sağlık sistemine duyduğu güvenin artırılması,

24. Sağlık çalışanlarına karşı yapılan mesnetsiz ve yersiz şikayetlere karşı hak arama yollarına başvurulması (sağlık çalışanlarının bu konuda özendirilmesi ve desteklenmesi) ve sağlık çalışanlarının güvenlik içerisinde çalışma haklarının korunması

25. Medyada ve sosyal medyada modern tıp uygulamalarına ve hekimlere güveni artıracak söylem ve yaklaşımların desteklenmesi,

26. Hekim ve sağlık çalışanlarının aralarındaki ve ayrıca tıp ve sağlık alanındaki öğretim üyesi, asistan ve öğrencilerin aralarındaki iletişimde sözlü şiddet ve yıldırmanın önlenmesi,

27. Sağlık çalışanlarına düzenli iletişim eğitimleri verilmesi, hasta ve yakınlarıyla ilişkilerin saygı ve empati zeminine oturtulması için her kesim tarafından çaba gösterilmesi, şiddet vakalarının yoğun olarak yaşandığı birimlerde iletişim konusunda özel eğitim almış en az bir sağlık çalışanının görevlendirilmesi,

28. Hasta ve yakınlarına yönelik sağlık okur-yazarlık düzeyinin artırılması amacıyla düzenli olarak eğitim faaliyeti düzenlenmesi ve kitle iletişim araçları marifetiyle kamu spotlarının hazırlanması,

29. Bütün sağlık birimlerinde, hizmet alma önceliği bulunanların tüm hasta ve yakınlarının görebileceği şekilde ilan edilmesi, mevzuat dışında öncelikli sağlık hizmeti alma talebinde bulunan hasta ve yakınlarının bu taleplerinin reddedilmesi,

30. Sağlık kuruluşlarının hastalarla hekimleri her an yüz yüze getiren, bekleyen hastaların ve hasta yakınlarının huzurunu kaçıran, gerginliklerini artıran mimari yapılarının aşama aşama düzeltilmesi, hasta ve hasta yakınları için huzurlu bekleme salonları ve uygun bilgilendirme ortamları sağlanması, poliklinik ve doktor odalarının bekleme salonu gibi kalabalık mekanlara doğrudan açılmaması.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

“ÜÇÜNCÜ KILIÇ, İZMİR’İN KURTULUŞU VE YÜZBAŞI ŞERAFETTİN”

Hilmi ÖZDEN GİRİŞ Türk gençlerinin mutlaka okuması gereken belgesel bir eseri bu yazımda tanıtmak istiyorum. …


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/swtdavut/public_html/wp-includes/functions.php on line 5427