Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri (07.12.2023)

İl Bazında Gayrisafi Yurt İçi Hasıladan (GSYH) en yüksek payı %30,4 ile İstanbul aldı

Toplam sağlık harcaması %71,5 artarak 606 milyar 835 milyon TL oldu

Toplam sağlık harcaması 2022 yılında bir önceki yıla göre %71,5 artarak 606 milyar 835 milyon TL’ye yükseldi. Genel devlet sağlık harcaması %65,4 artarak 463 milyar 516 milyon TL’ye ulaştı. Özel sektör sağlık harcaması ise %94,4’lük bir artış oranı ile 143 milyar 319 milyon TL olarak tahmin edildi.

Toplam sağlık harcamasının %76,4’ü genel devlet bütçesinden karşılandı

Genel devlet sağlık harcamasının toplam sağlık harcamasına oranı 2022 yılında %76,4, özel sektör sağlık harcamasının oranı ise %23,6 olarak gerçekleşti. Genel devlet ve özel sektörün alt bileşenlerine bakıldığında, 2022 yılında Sosyal Güvenlik Kurumu %44,2, merkezi devlet %31,6, hanehalkları %18,5, sigorta şirketleri %2,7, hanehalklarına hizmet eden kar amacı gütmeyen kuruluşlar ile diğer işletmeler %2,4, mahalli idareler %0,6’lık bir paya sahip oldu.

Cari sağlık harcaması %68,0 artarak 555 milyar 944 milyon TL oldu

Cari sağlık harcaması 2022 yılında bir önceki yıla göre %68,0 artarak 555 milyar 944 milyon TL’ye yükseldi. Sağlık harcamaları kapsamındaki yatırımlar %121,1 artarak 50 milyar 891 milyon TL’ye ulaştı.

Toplam sağlık harcamasının %50,3’ü hastanelerde yapıldı

Toplam sağlık harcamasının sağlık hizmeti sunucularına göre dağılımı incelendiğinde, ilk üç sıra 2022 yılında da değişmedi. Sağlık hizmetleri ve ürünleri satın almak için başvurulan sağlık kurumları içerisinde en büyük payı 2022 yılında %50,3 ile hastaneler oluşturdu. Hastaneleri sırasıyla %21,7 ile perakende satış ve diğer tıbbi malzeme sunanlar ve %10,6 ile ayakta bakım sunanlar izledi.

Kişi başına sağlık harcaması %69,8 artarak 7 bin 141 TL oldu

Kişi başına sağlık harcaması 2021 yılında 4 bin 206 TL iken, 2022 yılında %69,8 artarak 7 bin 141 TL’ye yükseldi.

Toplam sağlık harcaması gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) %4,0’ını oluşturdu

Toplam sağlık harcamasının GSYH’ye oranı 2021 yılında %4,9 iken, 2022 yılında %4,0 oldu. Cari sağlık harcamasının GSYH’ye oranı 2021 yılında %4,6, 2022 yılında %3,7 olarak hesaplandı.

Hanehalkı cepten sağlık harcamasının toplam içindeki payı %18,5 oldu

Hanehalkları tarafından tedavi, ilaç vb. amaçlı yapılan cepten sağlık harcaması 2022 yılında bir önceki yıla göre %98,8 artarak 112 milyar 18 milyon TL’ye ulaştı. Hanehalkı cepten sağlık harcamasının toplam sağlık harcamasına oranı 2022 yılında %18,5 olarak gerçekleşti.

Eğitim harcamaları 2022 yılında 587 milyar 438 milyon TL oldu

Eğitim harcamaları 2022 yılında 2021 yılına göre %69,3 artarak 587 milyar 438 milyon TL oldu. 2022 yılında bir önceki yıla göre eğitim harcamalarının en fazla arttığı eğitim düzeyleri; %113,8 ile okul öncesi ve %74,1 ile yükseköğretim oldu.

Eğitim harcamalarının GSYH içindeki payı %3,9 oldu

Eğitim harcamalarının gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) içindeki payı 2021 yılında %4,8 iken, 2022 yılında %3,9 oldu. Devlet eğitim harcamalarının GSYH içindeki payı ise 2021 yılında %3,5 iken, 2022 yılında %3,1 oldu.

Devlet eğitim kurumlarınca eğitim harcaması en fazla yükseköğretime yapıldı

Eğitim harcamaları hizmet sunucularına göre değerlendirildiğinde; devlet eğitim kurumlarınca yapılan harcamaların %35,1’ini yükseköğretim, %21,7’sini ortaöğretim oluşturdu. Özel eğitim kurumlarınca yapılan harcamaların, %44,6’sı yükseköğretime, %31,0’ı ortaöğretime yapıldı.

Eğitim harcamalarının %79,1’i devlet tarafından finanse edildi

Türkiye’de 2022 yılında yapılan eğitim harcamalarının %79,1’i devlet tarafından finanse edildi. Eğitim harcamaları içerisinde hanehalklarının yaptığı harcamaların payı ise %10,0 oldu.
Öğrenci başına eğitim harcaması 25 bin 143 TL oldu
Öğrenci başına yapılan eğitim harcaması 2021 yılında 15 bin 622 TL iken, 2022 yılında 25 bin 143 TL olarak gerçekleşti. Eğitim düzeylerine göre değerlendirildiğinde, 2022 yılında öğrenci başına harcamanın en yüksek olduğu eğitim düzeyi 50 bin 236 TL ile yükseköğretim oldu.

Öğrenci başına harcamanın en çok arttığı eğitim düzeyi okul öncesi oldu

Öğrenci başına toplam eğitim harcaması bir önceki yıla göre %60,9 arttı. Öğrenci başına eğitim harcamalarının 2022 yılında 2021 yılına göre en fazla artış gösterdiği eğitim düzeyi %74,4 ile okul öncesi oldu. Bunu %67,7 ile yükseköğretim takip etti.
Kömürden Çıkış Sürecinde Toplumsal Açıdan en Kırılgan İl AdanaAdana’nın Tufanbeyli ilçesini merkeze alan çalışmanın sonuçlarına göre ilçede ekonominin çeşitlendirilmesi, girişimciliğin desteklenmesi, mesleki eğitim, ulaştırma altyapısının iyileştirilmesi gibi önlemlerle kömürden adil bir çıkış mümkün olabilir.Kömürlü termik santraller ile enerji üretimi ve kömür üretimi faaliyetlerinin yoğun olduğu bölgelerin sosyal kırılganlık bakımından avantajlı ve dezavantajlı yönlerinin incelendiği “Adana – Tufanbeyli Enerji Geçişinde Sosyal Kırılganlık Analizi” yayımlandı.
İklim krizine karşı küresel iş birliğini öngören Paris Anlaşması’nın taraflarından biri olan Türkiye, 2021 yılında 2053 için net sıfır emisyon taahhüdünde bulundu. Anlaşma kapsamında başta kömür olmak üzere yüksek karbonlu enerji kullanımının sonlandırılması ve daha temiz ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına geçiş yönünde adımlar atılmasını gerektiren bir döneme giren ülkemizin enerji geçişinde sosyal ve ekonomik etkileri dikkate alan ve sosyal adaleti gözeten kapsamlı stratejiler oluşturması gerekiyor. Bu stratejilerin oluşturulabilmesi için kömür bölgelerinin enerji geçişindeki sosyal kırılganlığının, yani kömürden çıkışın sosyoekonomik açıdan olumsuz etkilerine duyarlılığının incelenmesi gerekiyor. WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) ve Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) tarafından hazırlatılan “Adana-Tufanbeyli Enerji Geçişinde Sosyal Kırılganlık Analizi”başlıklı rapor bu sürece katkı sağlamayı amaçlıyor.Kömür ekonomisinin yoğun olduğu Adana, Çanakkale, İzmir, Karaman, Kahramanmaraş, Kütahya, Manisa, Muğla, Tekirdağ ve Zonguldak’ın incelendiği araştırmada bu bölgelerin enerji geçişi karşısındaki sosyal kırılganlık düzeyleri ortaya kondu. Adana, sosyal kırılganlığın göç alma, yaşam endeksi, işsizlik, eğitim gibi pek çok unsuru açısından en kırılgan il olarak ortaya çıktı. Adana’nın, yerli kömür ile üretim yapan bir termik santral ve bu santrale kömür tedarik eden madenlerin yer aldığı Tufanbeyli ilçesine odaklanan analiz kapsamında 604 yüz yüze anket ve 55 paydaşla derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilerek bölgedeki kömürden çıkış sürecinde yaşanabilecek sosyal kırılganlık, saha çalışmasında toplanan nitel ve nicel veriler aracılığı ile değerlendirildi.Kömür sektörü çalışanlarının en güçlü motivasyonu ekonomik sebeplerAdhoc Araştırma Danışmanlık ve Eğitim tarafından yapılan araştırmaya göre tarım sektörü, Tufanbeyli’nin kırsal mahallelerinde öncelikli geçim kaynağı olarak öne çıkıyor. Tarımın hemen ardından Tufanbeyli istihdamının yüzde 19,2’sini kapsayan kömür (maden ve termik santral çalışanları) geliyor. İlçe nüfusunun yaklaşık % 10’unu oluşturan kömür çalışanları bölge halkının geri kalanına göre daha düşük gelir elde ediyor. Ancak tarım, esnaflık gibi ilçede yaygın diğer iş kollarına göre daha düzenli ve güvenceli gelir sunan kömür sektörü ilçe ekonomisine katkısı bakımından önemseniyor. İlçedeki enerji geçişinde sosyal kırılganlığı artıran bir diğer unsur ise sektöre bağımlı nüfusun yüksek olması. Bununla beraber, kömür çalışanlarının yaşadığı hanelerde % 90,1 ile adı geçen sektör öncelikli geçim kaynağıyken, bu hanelerin tamamında en yüksek gelir getiren kişi kömür çalışanının kendisi oluyor. Santral ve madenlerin yarattığı istihdamın yerini alacak alternatif bir sektörün bulunmaması enerji geçişini zorlaştıran en önemli unsur olarak öne çıkıyor. İlçe genelinde eğitim düzeyi de bir başka dezavantaj olarak dikkat çekiyor. Tufanbeyli genelinde ön lisans ve üzeri eğitime sahip olanların oranı (%4,5) Adana merkezine göre daha düşük. Öte yandan, ilçede bulunan okulların santral ve madenlerdeki yerel istihdamı destekleyen bir eğitim sunduğu anlaşılıyor.Kömür çalışanlarının güvenceli ve maaşlı işlerinden vazgeçmek istemeyecekleri, mevcut kömür bağımlılığı nedeniyle ekonomik faaliyetlerin çeşitlenemediği ilçede istihdam, eğitim, erken emeklilik veya yatırım imkanları yaratılmadan kömürden çıkışın yüksek işsizlik ve gençlerin zorunlu olarak başka illere göçmesi ile sonuçlanacağı tahmin ediliyor.Enerji geçişinde girişimcilik bir çözüm olabilirAraştırma, kömür çalışanlarının, mevcut işlerinden memnuniyeti görece yüksek olsa da yeni iş imkanının aynı şartları sağlaması halinde işlerini değiştirme konusunda büyük bir dirence sahip olmadığını gösteriyor. Tufanbeyli’de her 4 kişiden 3’ünün imkân olsa tercih edecekleri iş kolunun “esnaflık” olması ise bölge halkı ve kömür çalışanlarının girişimciliğe yatkın bir yapıya sahip olduklarını gösteriyor. Bu durumun enerji geçişinde değerlendirilebilecek bir seçenek oluşturabileceği vurgulanıyor. Ayrıca bölgedeki en büyük istihdam oranına sahip olan tarım sektörünün desteklenmesi de çözümün bir parçası olarak sunuluyor. Çalışma ayrıca, ulaşım altyapısının geliştirilmesi halinde eğitime erişimin güçlenebileceğine; tarım ürünleri nakliyesinin kolaylaşmasıyla rekabet avantajının da artabileceğine dikkat çekiyor. Sektörel çeşitliliğin artırılması, çalışanların beceri setlerinin geliştirilmesi ve geçiş sürecine yönelik mali desteklerin planlanması da, çalışmada öne çıkan diğer öneriler.WWF-Türkiye İklim ve Enerji Programı Müdürü Tanyeli Sabuncu, kömürden çıkış süreciyle ilgili olarak, “Doğayla uyumlu ve sağlıklı bir gelecek için kömürden çıkış tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de şart. Bu sürecin adil ve hak temelli bir biçimde planlanabilmesi için bölgedeki özgün koşulların dikkate alınması gerekiyor. İlçedeki termik santrali işleten şirketin kömürden çıkış hedefiyle Tufanbeyli, önemli bir özelliğe sahip. Bölgede gerçekleştirdiğimiz bu çalışmada ekonomik çeşitliliğin zayıf oluşu, ulaşım altyapısının yetersizliği, düşük eğitim düzeyi, yaşlı nüfusun yüksekliği ve göç eğilimi gibi unsurlar Tufanbeyli’de adil bir enerji geçişi için ele alınması gereken başlıca konular olarak öne çıkıyor” şeklinde değerlendirme yaptı.Avrupa İklim Eylem Ağı, Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Özlem Katısöz ise “2053 net sıfır vizyonunu gerçekleştirmek için, ulusal ölçeğin yanında, bölgesel ölçekte dönüşüme ihtiyaç var. Bu bölgesel dönüşüm, var olan mağduriyetleri ortadan kaldırma ve yeni yeşil yerel ekonomilerin ortaya çıkaracağı faydaları tabana yayma fırsatı içeriyor. Bunu başarmak için bugünden, 2030 hedefli kömürden çıkış sürecinin takvimlendirilmesine ve enerji geçişinin kapsayıcı, katılımcı ve bölgesel ölçekte, sosyo-ekonomik farklılıklar ve kırılganlıklar gözetilerek planlanmasına ihtiyacımız var” dedi.  Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği Direktörü Bengisu Özenç de çalışmayı şu sözlerle değerlendirdi: “Düşük karbonlu ekonomiye geçiş aynı zamanda bir bölgesel kalkınma meselesi. Yüksek karbonlu sektörlere bağımlı olarak gelişmiş bölgelerde iklim hedefleriyle uyumlu yeni sektörlerin ortaya çıkması, bölgedeki işgücü becerilerinin bu yeni sektörlerde istihdam edilecek şekilde desteklenmesi gerekiyor. Adil bir dönüşümün sağlanması için bölgelerin geleceğine ilişkin tasarım kadar, mevcut durumun anlaşılması ve bölge halkının, dönüşümü destekleyici paydaşlar olarak konumlandırılması da önemli. Bu anlamda, Adana Tufanbeyli özelinde gerçekleştirilen bu çalışma, sosyal kırılganlık unsurları odağında bölgedeki direnç noktalarını anlamaya ve kömürden adil çıkışın nasıl tesis edilebileceğine dair bölgesel bir perspektif sunuyor. Çalışma, adil geçişin mümkün ve belirli şartlar sağlandığı takdirde sektör çalışanlarının yaşam koşullarını iyileştirme olanağını da içeren bir olasılık olduğunu göstermesi açısından oldukça değerli.”

Çanakkale Ekolojik Köylere Hazırlanıyor; Land Art Gayrimenkul Fuarında Benzersiz Projesini Tanıttı!

Ng Eyvah Eyvah Gayrimenkul olarak, geçtiğimiz hafta CNR Emlak tarafından düzenlenen Gayrimenkul Yatırımları, Projeleri ve Finansmanı Fuarı’nda siz değerli basın mensupları ve ziyaretçilerimizle bir araya gelmenin gururunu yaşadık. Fuar boyunca gerçekleştirdiğimiz sunumlar ve projelerimizi tanıttığımız standımız, bölgesel anlamdaki sektörde gücümüzü bir kez daha ortaya koydu.

Firma Yönetim Kurulu Başkanı Nail Güler fuar süresince yaptığı açıklamada,”Bu fuara katılmak ve projelerimizi sizlerle paylaşmak bizim için büyük bir önem taşıyor. Ng Eyvah Eyvah Gayrimenkul olarak, sektördeki yenilikçi yaklaşımımız ve özgün projelerimizle öne çıkıyoruz. Standımıza gösterilen yoğun ilgi, bize sektördeki liderliğimizi pekiştirme yolunda büyük bir motivasyon sağladı.” dedi.

Karavancılar için en uygun kış rotaları Kışın karavan tatili yapmak isteyenler için en güzel 6 rota

Türkiye’de yani tatil anlayışının merkezindeki karavan tatili, yazın aksine kışın da yapılabilmesiyle tatilcilerin gözdesi olmaya devam ediyor. İşte Türkiye’de karavancılar için kış rotası önerileri.

Karavan tatili, son yıllarda özellikle pandemi döneminde popüler hale gelen bir tatil seçeneği oldu. Doğa ve macera severler, özgürce seyahat etmek, yeni yerler keşfetmek ve farklı deneyimler yaşamak için son dönemde daha fazla karavan tatillerini tercih ediyorlar. Türkiye’nin önde gelen karavan şirketlerinden İdeal Caravan’ın Genel Müdürü Mehmet Kaya, kışın karavan tatili yapmak isteyenler Türkiye’nin en güzel kış karavan tatili rotaları hakkında önerilerde bulundu.

Kış turizmin merkezi Bursa Uludağ

Türkiye’nin en önemli kayak merkezlerinden biri olan Uludağ, karavan tatili için de harika bir adres olduğunu belirten Kaya, “Karavanınızı Uludağ’da kamp yapabileceğiniz alanlardan birine park edip, kayak yapabilir, kızak sürebilir veya kış aktiviteleri yapabilirsiniz.” dedi.

Ayrıca, Mehmet Kaya, Bursa’nın tarihi ve kültürel zenginliklerini de keşfedilebileceğini, kebaptan kestaneye tüm yöresel lezzetlerin tadına bakılabileceğini söyledi.

Kuzeyin doğası Kastamonu Ilgaz

Ilgaz Dağı Milli Parkı’nın karavan tatili için doğa ile iç içe bir seçenek sunuyor. Karavanınızı Ilgaz Kayak Merkezi’ne yakın bir yere park edip, kayak yapmanın keyfini çıkarabilirsiniz. Ayrıca, Ilgaz Dağı’nın muhteşem manzarasını seyredebilir, orman içinde yürüyüş yapabilir, kışın da açık olan Ilgaz Tüneli’ni geçebilirsiniz.

Her mevsim güzel Bolu Yedigöller

Mehmet Kaya, Yedigöller Milli Parkı’nın kışın gezilecek yerler listesinin başında geldiğinin altını çizerek, “Karla kaplı yedi gölün etrafında karavanınızla konaklayabilir, doğanın sessizliğini dinleyebilir, göllerin fotoğraflarını çekebilirsiniz. Ayrıca, Yedigöller’de kamp ateşi yakabilir, balık tutabilir, kuş gözlemi yapabilirsiniz” şeklinde konuştu

Doğanın mucizesi Nevşehir Kapadokya

Kapadokya’nın geniş vadilerini sadece gün ağarırken değil bir de kar yağarken görülmesi gerektiğini belirten Kaya, “Beyaza bürünmüş peri bacaları üzerinde balona binebilirsiniz. Ayrıca kış sakinliğine bürünen Ürgüp ve Göreme’nin sokaklarını adımlayabilirsiniz” dedi.

Deniz ve lezzet bir arada Ayvalık Cunda

Cunda Adası’nın kışın da ziyaret edilebilecek güzel bir yer olduğunu belirten Kaya, “Karavanınızı Cunda’nın Ortunç Koyu’ndaki kamp alanlarından birine park edip, deniz manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. Ayrıca, Cunda’nın tarihi ve kültürel dokusunu, yöresel lezzetlerini ve deniz ürünlerini de deneyimleyebilirsiniz” ifadelerini kullandı.

Yeşilin her tonu Artvin Borçka Karagöl

Borçka Karagöl’ün kışın karavan tatili için en maceralı bölgelerden biri olduğunu söyleyen Mehmet Kaya, “Karavanınızı göl kenarındaki kamp alanlarından birine park edip, gölün etrafında yürüyüş yapabilir, karavanınızın içinde sobanın sıcaklığını hissedebilirsiniz. Ayrıca, Borçka Karagöl’ün eşsiz doğasını, yaban hayatını ve kışın da açık olan Borçka Karagöl Tabiat Parkı’nı da ziyaret edebilirsiniz ifadelerini kullandı.

Aracınızı kışa hazırlayın

Karavan tatili, yazın olduğu kadar kışın da çok eğlenceli bir tatil seçeneği olduğunu belirten İdeal Caravan Genel Müdürü Mehmet Kaya, “Ancak, karavanınızın kışa hazır olması, gerekli malzemeleri yanınızda bulundurmanız, hava durumunu takip etmeniz ve güvenli bir şekilde seyahat etmeniz elzemdir. Karavan tatili yapmak istiyorsanız, rotanızı önceden planlayın, karavanınızın bakımını yapın ve yola çıkın. Unutmayın, karavan tatili bir yaşam tarzıdır” dedi.

ShipEntegra 9. Şubesini Denizli’de Açtı

E-ihracat sektörünün ilk Türk teknolojik lojistik şirketi olan ShipEntegra, Türkiye genelindeki operasyon merkezlerine bir yenisini daha ekledi. İhracat geçmişi tam 2 bin yıl ötesine dayanan ve önemli ticaret merkezlerinden biri olan Denizli’de 9.şubesini açan ShipEntegra, yeni operasyon merkezi ile bölgedeki işletmelere uluslararası ticarette daha etkin ve rekabetçi olma imkânı sunmayı hedefliyor.

Türk e-ihracatçısının dünya genelinde 20’den fazla global pazar yerinde satış yapmasına olanak tanıyan ShipEntegra, tüm pazar yerlerini tek bir platformda toplayarak müşterilerine; işletme, yönetme ve stok kontrol kolaylığı sunuyor. Global pazar yerlerindeki entegrasyon süreçlerini kendi bünyesinde yapan ilk firma olan ShipEntegra, PrinWork ile birlikte 360 derece sunduğu çözüm ortaklığıyla Türk e-ihracatçısının global pazarda da rekabet edebilmesini sağlıyor.

E-ihracat sürecini hızlandırmak ve müşterilere daha etkili hizmet sunmak amacıyla Türkiye genelindeki operasyon merkezlerini genişletmeyi yeni yılda da sürdüreceklerini belirten ShipEntegra Ceo’su Ali Ceylan, “Denizli’deki lojistik servis merkezimi ile diğer şehirlerde olduğu gibi müşterilerin paketlerini istedikleri yerden alarak aynı gün içinde yurt dışına çıkışlarını sağlama konusundaki başarılı stratejimizi sürdüreceğiz. Bu sayede müşterilerimiz, hızlı ve güvenilir bir şekilde ürünlerini dünya geneline ulaştırma avantajına sahip olacaklar. ShipEntegra olarak, Denizli’deki operasyon merkezimizle birlikte küresel ticaretin kapılarını daha geniş bir şekilde aralamayı hedefliyoruz. Bu adım, Türkiye’nin e-ihracat potansiyelini artırmak ve ülkemizi uluslararası ticarette daha fazla konumlandırmak adına önemli bir kilometre taşıdır. Yeni operasyon merkezimizde, Denizli’deki işletmelerin ve e-ihracat yapmak isteyen tüm müşterilerin ihtiyaçlarına özel çözümler sunarak, onların global pazarda başarılı olmalarına katkıda bulunmayı amaçlıyoruz” açıklamasında bulundu.

Sektöre kazandırdığı önemli ilklerin yanı sıra büyümedeki en önemli faktörün Anadolu’daki e-ihracat müşterisine gereken kolaylığı sağlamak olduğunu söyleyen ShipEntegra CEO’su Ali Ceylan, “Şu anda İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa, Konya ve Kayseri’de 2 olmak üzere 8 noktada şubemiz bulunuyor. Bu noktalarda operasyonlarımızı başarıyla yürütüyoruz. Yeni yılda lojistik servis ağımızı daha da genişleterek toplamda 13 noktada hizmet veriyor olacağız. Yeni merkezlerimiz ile birlikte, müşterilerimize daha etkin, hızlı ve özelleştirilmiş çözümler sunarak ShipEntegra markasını daha da güçlendireceğiz” dedi.

ATR International AG’den Schaeffler Automotive Aftermarket’e “Pazarlamada Mükemmellik” Ödülü

Schaeffler Automotive Aftermarket pazarlama faaliyetleri, prestijli “Pazarlamada Mükemmellik” ödülüne layık görüldü. Binek ve ticari araçlar için yedek parça ve hizmet satışı üzerine uluslararası ticaret iş birliği ATR, ilk defa tedarik ortaklarının üstün performansını ödüllendirdi.

Ödülü, Almanya’da IPAS Forum (International Preferred ATR Supplier – Uluslararası Tercih Edilen ATR Tedarikçisi) sırasında düzenlenen ödül töreninde Schaeffler Automotive Aftermarket CEO’su Jens Schüler, Schaeffler Automotive Aftermarket Küresel Kilit Müşteri Yönetimi, Satış ve Pazarlama Başkanı Maik Losleben ve Schaeffler Automotive Aftermarket Küresel Müşteriler – Uluslararası Ticaret Grupları Başkan Yardımcısı Kai Guijo Müller kabul etti. Maik Losleben, ödül hakkında şunları söyledi; “Bu ödül dünyanın dört bir yanında pazarlamada mükemmeliyeti kovalayan meslektaşlarımızın bitmek bilmez gayreti ve özverisini vurguluyor. Çok gururlandık; ATR International AG’ye ve paydaşlarına bu değerli takdirlerinden ötürü teşekkür ederim.” Kai Guijo Müller ise şöyle konuştu; “Bu ödül, dünya genelinde müşterilerimizle birebir temas içerisinde yürüttüğümüz çalışmalarımızı taçlandırıyor. Ayrıca Stuttgart yakınlarında Denkendorf’ta bulunan ATR merkezi ile kendi merkezimiz arasında pazarlama faaliyetleri konusundaki mükemmel koordinasyonu da temsil ediyor.” Müller, sözlerini şöyle noktaladı; “Birebir kişisel temas ve tükenmek bilmez gayret, partnerlerimizin ve müşterilerimizin başarısı için olmazsa olmaz.”

MSD Türkiye Bölgesi Genel Müdürü Gözde Güllüoğlu, Global Marka Lideri olarak atandı  Enfeksiyon, Hepatoloji, İmmünoloji ve Aşılar da dahil olmak üzere birçok tedavi alanında 18 yıllık deneyime sahip olan Gözde Güllüoğlu, MSD’nin Kardiyovasküler-Ateroskleroz alanında Global Marka Lideri olarak atandı. Güllüoğlu, yeni dönemde ilgili alanın global stratejisine ve lansman hazırlığına liderlik ederken, kardiyovasküler ürün gamının ticari liderliğini de üstlenecek.MSD Türkiye ekibine 2018 yılında katılan ve 2021’den bu yana MSD Türkiye Bölgesi (Türkiye, Ukrayna, BDT ülkeleri) Genel Müdürü olarak görev yapan Gözde Güllüoğlu, Ocak 2024 itibarıyla MSD’nin Kardiyovasküler-Ateroskleroz alanında Global Marka Lideri görevini üstlenecek.

Tohum Otizm Vakfı Yılbaşı Alışveriş Festivali birbirinden özel etkinlikler ve markaların katılımı ile ziyaretçilerle buluştu Bu sene 20’nci yaşını kutlayan Tohum Otizm Vakfı, otizmli bireylere destek olmak amacı ile gerçekleştirdiği geleneksel Yılbaşı Alışveriş Festivali’ni 5-6 Aralık tarihlerinde Divan Kuruçeşme’de gerçekleştirdi. Festival kapsamında pek çok seçkin marka yer alırken, birbirinden özel etkinlikler gerçekleşti. Tohum Otizm Vakfı, gelenekselleşen ve büyük ilgi gören Yılbaşı Alışveriş Festivali’ni bu yıl Vakfın kuruluşunun 20.yılına özel birbirinden özel etkinlik ve sürprizler ile gerçekleştirdi. 5-6 Aralık tarihlerinde Divan Kuruçeşme’de geçekleşen Festival’e ilgi oldukça yüksekti.  Tohum Otizm Vakfı’nın otizmli bireylerin yararına yaptığı çalışmaları desteklemek, tanıtmak, farkındalık ve kaynak yaratmak amacıyla gerçekleştirdiği Festival’de, ziyaretçiler yeni yıl öncesi sevdikleri için hediyeler alırken, aynı zamanda otizmli çocukların eğitimlerine de katkıda bulundular. Vakfın öğrencileri için en önemli burs kaynağı oluşturma çalışmalarından olan ve 16 yıldır düzenlenen Tohum Otizm Yılbaşı Alışveriş Festivali’ne bugüne kadar toplam 1.080 firma katıldı, 36.542 kişi ziyaret etti ve otizmli çocuklar için kaynak yaratıldı. Yaratılan bu kaynak; 694 otizmli çocuğun 1 yıllık destek eğitim bursu masraflarının karşılanması, 43.265 öğretmenin ve 238.351 ailenin otizm konusundaki eğitimlerine destek olunması, otizmli çocuklara eğitim veren 162 devlet okuluna 1 yıl boyunca öğretmen eğitimleri verilmesi, müfredat ve materyal desteği sağlanmasına eşdeğerdir.   Birbirinden seçkin markalar ziyaretçiler ile buluştu Festivalde bu yıl pek çok tanınmış marka sosyal sorumluluk bilinci ile yerini alırken özel koleksiyonlarını ziyaretçilere sundular.  Tohum Otizm Vakfı Yılbaşı Alışveriş Festivali’ne özel hazırlanan; değerli sanatçı Sara Rodrik’in fotoğraflarını taşıyan Güral Porselen fincan ve tabak setlerinin satışından elde edilen gelir çocukların eğitimi için Vakfa bağışlandı.  Tasarımcı Duygu Şahin’in Tohum Otizm Vakfı öğrencisi Mustafa Birdal’ın desenlerini yorumladığı, ATT Tekstil tarafından kumaşları özel olarak hazırlanan ve Siren Ertan Kayalar’ın tasarımını yaptığı yağmurluklar ise ziyaretçilerin yoğun ilgi gösterdiği ürünlerden biri oldu.  20.yıla özel sürprizlerle dolu etkinlikler gerçekleştirildi 20.yıla özel olarak hazırlanan, iş dünyasından duyarlı kişi ve kurumların, çağdaş sanatçılar ile seçkin markaların Tohum Otizm Vakfı’na bağışladığı birbirinden özel 20 hediye ise çekiliş ile sahiplerini bulurken; her yıl olduğu gibi bu yıl da Tohum Otizm Vakfı kurucuları ile iş dünyasından önemli isimlerin hazırladığı yılbaşı hediye sepetleri otizmli çocuklar yararına bağışa döndürülmek üzere satışa sunuldu.  Girişimci ve iş insanı Gamze Cizreli’nin ziyaretçilerle buluştuğu ve ilham veren girişimcilik hikâyesini anlattığı ‘’Ateşle Oynayanlar” kitabı ile ilgili bir söyleşi ve imza günü gerçekleştirildi. Cizreli, etkinlik kapsamında gerçekleştirdiği kitap satışından elde edilen tüm geliri otizmli çocukların eğitim bursuna aktarılması için bağışladı. Festival kapsamında dileyen ziyaretçiler özel dergi kapağı fotoğraf çekimi etkinliğine katılarak hatıra fotoğrafları elde ettiler. Kapak çekiminden elde edilen gelirin de yine tamamı vakfa bağışlandı.  Bu yıl Maximiles Black ve Tüpraş co-sponsor, Shell Türkiye ve Otokar destek sponsoru olarak katkı verdiği Tohum Otizm Vakfı Yılbaşı Alışveriş Festivali’ne dair vakfın Yönetim Kurulu Başkanı Mine Narin festivalin vakıf çalışmaları için önemini “16 yıldır büyük bir dayanışmanın ve emeğin ürünü olarak gerçekleştirdiğimiz Alışveriş Festivali, bu yıl aynı zamanda 20.yılımızı da kutluyor olmamız vesilesiyle bizim için daha büyük bir önem taşıyor. Birbirinden seçkin markaların ve kurumların katılımı ile geçirdiğimiz bu 2 gün boyunca tüm paydaşlarımızın ve ziyaretçilerimizin desteği ile pek çok otizmli çocuğumuzun eğitim bursları için önemli bir kaynak elde etmiş olduk. Bizimle birlikte olan, desteğini esirgemeyen, toplumumuzda otizm farkındalığının artması için yanımızda olan herkese bir kez daha çok teşekkür ederim” sözleri ile ifade etti.

Lidya Grup, Fespa 2023 Fuarı’na katıldı Fespa 2023’de, Lidya Grup standına yoğun ilgi gözlendi

Dijital baskı sektörünün lideri Lidya Grup, temsil ettiği 6 global markanın son teknoloji dijital baskı makineleri ile Yeşilköy İstanbul Fuar Merkezi’nde, 23- 26 Kasım 2023 tarihleri arasında düzenlenen FESPA 2023 Fuarı’na katıldı. Avrasya bölgesindeki baskı ve tabela sektörlerinin öncü fuarlarından olan FESPA’da, Lidya Grup standına yoğun ilgi gözlendi. Xerox, Epson, Efi, Kongsberg, Duplo ve kendi markası Sutec makinelerini ülkemizde temsil eden Lidya Grup, fuarın buluşma noktası oldu ve standında temsil ettiği global markalardan sergilediği makineler ile teknoloji şovunu gerçekleştirdi.

Geniş ürün yelpazesi ile fuara katıldı

Temsil ettikleri markalardan makineleri fuarda sergilediklerini anlatan Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, şunları söyledi:

“Bilindiği üzere, Lidya Grup olarak, ofis ve üretim baskı teknolojisinin global liderlerinden Xerox’un Türkiye’deki şirketini satın aldık. Xerox’un kamuda ciddi bir müşteri kitlesi bulunuyor. Bu süreci yönetmek için Ankara ofisimizin açılışını yaptık. TMO kataloglarına giriyoruz. Ayrıca, kamunun yanı sıra, özel sektörde ülkemizin ilk 500 şirketinde ciddi bir kapsama alanımız var ve ofis grubunda daha hızlı hareket ederek, pazar payımızı daha fazla artırmayı hedefliyoruz. Sutec flatbed makinemiz başarılı bir ürün ve bunun birkaç versiyonu var. Sutec DTF bastı makinesi bulunuyor. Epson’dan autocad baskıları yapan bir model ve bir eko-solvent modeli var. Duplo ürün ailemizi genişletiyoruz, ciltleme ve kesim ürünlerinin yanı sıra farklı renklerde laklama yapan DuSense modelini sergiliyoruz. Kesici söz konusu olduğunda Konsgberg en üst seviyede endüstriyel, güvenilir ve hızlı çözümdür. Endüstriyel baskıda Efi, tartışmasız kusursuz bir marka olarak öne çıkarıyor.” dedi.

2023 atılım yılı oldu

Bu yıl firma olarak başarılı bir yıl geçirdiklerini ifade eden Lidya Grup Satış Direktörü Adem Öz, şunları kaydetti:

“Lidya Grup olarak, temsil ettiğimiz Xerox, Epson, Efi, Kongsberg, Duplo ve Sutec markalarıyla, dijital baskıda farklı teknolojilere sahibiz ve hemen hemen tüm sektörlere hizmet veriyoruz. Her markamızda yeni modelleri, dünyayla eş zamanlı ülkemiz ile buluşturuyoruz. Katıldığımız fuarlarda standımızı ziyaret edenler, sergilediğimiz son teknoloji ürünlerini deneyimle fırsatı yakalıyorlar. FESPA 2023 fuarı da başarılı bir fuar oldu. Bu fuarda da düzenlediğimiz, fuara özel kampanyamıza ilgi yoğundu. Genel olarak bu yılı değerlendirirsek, 2023 yılı Lidya Grup’un atılım yılı oldu. Bu yılın ilk yarısında dijital sonlandırmaya yönelik dünyada pazar liderlerin arasında bulunan Japon Duplo markasının Türkiye yetkili distribütörü olduk. Eylül ayında, ofis ve üretim baskı teknolojisinin dünya liderlerinden Xerox’un Türkiye’deki şirketini satın aldık. Bu yıl attığımız bu adımların meyvelerini 2024 yılında almaya devam edeceğiz. Geçtiğimiz günlerde Ankara’da açtığımız ofisimizle, ülke genelindeki ofis sayımız 7 oldu. Ofislerimiz ve geniş bayi ağımızla, ülkemiz geneline kesintisiz hizmet vermeyi sürdürüyoruz. Temsil ettiğimiz 6 markamız, alanında dünyanın en kaliteli markası olurken, ayrıca markaların ürün gamları birbiriyle kesişmiyor. Başakşehir’de hayata geçirdiğimiz Lidya Grup Dijital Deneyim ve Eğitim Üssü’nde, önümüzdeki yıl da markalarımıza yönelik çeşitli etkinlikler devam edecektir. Ülkemizde ve EMEA (Avrupa, Ortadoğu ve Afrika) bölgesinde ilk ve tek olan Dijital Deneyim ve Eğitim Üssü’müzde düzenlediğimiz organizasyonlara, farklı sektörlerden müşterilerimiz ve müşteri adayları yoğun ilgi göstermeye devam etmektedir. ” diye konuştu.

Zeytinyağı ihracatında yasaklar kaldırılmalı

Dökme ve varilli zeytinyağı ihracatına getirilen kısıtlamaların iç piyasada fiyatların düşmesini sağlamadığı gibi zeytinyağı fiyatlarının yüzde 30 artışına yol açtığını dile getiren Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, zeytinyağı ihracatındaki kısıtlamalar sonrasında Türkiye’nin ihraç pazarlarında prestij ve döviz kaybı yaşadığını, yasakların bir an önce kaldırılması gerektiğini kaydetti.

Zeytin ve Zeytinyağı Sektör Buluşması ve Zeytin ve Zeytinyağı İhracatının Yıldızları Ödül Töreni’nde konuşan EZZİB Başkanı Davut Er, Türkiye’nin 2022/23 sezonuna 50 bin ton zeytinyağı stoğuyla girdiğini, rekoltenin 380 bin ton olarak hesaplandığını, Afrin’den gelen 50 bin ton zeytinyağı dikkate alındığında 480 bin ton düzeyinde zeytinyağına ulaşıldığını, 160 bin ton iç tüketim ve 150 bin ton ihracat olduğunu, yeni sezona 170 bin ton stok fazlasıyla girildiğini, 2023/24 sezonunda 179 bin ton rekolte beklendiğini, zeytinyağı arzında bir sorun olmadığının altını çizdi.

“Türkiye’nin zeytinyağı arzında panik olmasını gerektirecek bir durum söz konusu olmadığını bir kez daha vurgulamak istiyorum” diyen Er, “Fiyatlar kısıtlama uygulamasından bu yana yaklaşık yüzde 30 civarında artış gösterdi. İhraç edilemediği için depolarda bekletilen zeytinyağları ise, sıcak hava ve olumsuz depolama koşulları nedeniyle bozulmaya maruz kaldı, asidite ve diğer kıymetli spektler zarar gördü, yüksek kaliteli sızma yağlar rafinajlık yağlara dönüştü ve bu da yüzde 30’luk bir değer kaybına neden oldu. Söz konusu kısıtlama uygulaması hem iç piyasada hem de ihracatta hiçbir olumlu sonuç doğurmadı” diye konuştu.

Ana hedefimiz ambalajlı ihracatı artırmak

Katma değeri yüksek ambalajlı ihracatı artırmanın ana hedefleri olduğunu vurgulayan Er, sözlerine şöyle devam etti; “Firmalarımız ithalatçılardan gelebilecek farklı talepleri karşılamak durumunda. Dünyada Catering ve konserve sektöründe faaliyet gösteren firmalar önemli miktarda zeytinyağını kendi üretimlerinde kullanılmak üzere ülkemizden dökme olarak temin etmekte. Diğer yandan hem kutulu hem de dökme mal talep eden alıcılar bulunmakta olup, bu firmalara sadece kutulu zeytinyağı satıp dökme taleplerini başka ülkelerden karşılamalarını beklemek bu alıcıların tamamıyla kaybı anlamına gelmektedir. Dökme zeytinyağı ihracatı ile ilgili olarak en sık öne sürülen iddialardan bir tanesi malumunuz, özellikle İspanya ve İtalya gibi diğer üretici ülkelere, üretimlerinin düşük olduğu dönemlerde ürün satarak avantaj sağladığımız. Bu nedenle, ihracat yasağını destekleyen bir kesim de bulunmakta. Ancak, biz bu yaklaşımın doğru olmadığını düşünüyoruz. Dökme zeytinyağı ihracatımızda, sadece İspanya değil, aynı zamanda ABD, Kanada ve Suudi Arabistan gibi tüketici ülkelerin de en önemli pazarlarımızdan olduğunu gözlemliyoruz. Dökme zeytinyağı ihracatını yasakladığımızda, bu ülkelere olan ihracatımızın kısıtlanmasıyla, rakiplerimize mal vermeyelim derken doğrudan bu önemli pazarları söz konusu rakip ülkelere teslim etmiş oluyoruz.”

1 milyar dolar ihracat hedefimize ramak kaldı

Türkiye’nin sofralık zeytin ihracatının 2022/23 sezonunda bir önceki sezona göre yüzde 7’lik artışla 172 milyon dolardan 184 milyon dolara yükseldiğini ifade eden Başkan Er sözlerini şöyle sürdürdü: “31 Ekim’de sona eren 2022/23 zeytinyağı ihracat sezonunda ise, 118 ülkeye ihracat gerçekleştirdik ve toplam zeytinyağı ihracatımız miktar bazında %158 artarak 58 bin tondan 150 bin tona, tutar bazında ise %259 artarak 201 milyon dolardan 723 milyon dolara yükseldi. Toplam sektör ihracatımız 947 milyon dolara ulaştı ve sektörümüz dünya pazarlarında çok önemli bir yer edindi. 2023 yılında 1 milyar dolara yaklaşan ihracatımızı önümüzdeki 5 yıllık süreçte 2 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Bu hedefe ulaşmak için sadece mevcut geleneksel yöntemleri değil, aynı zamanda çevreye duyarlı, enerji verimli, sosyal sorumluluk prensiplerine uygun sürdürülebilir modern üretim tekniklerini de benimsememiz gerekiyor.”

Zeytinyağının gıda enflasyonuna etkisi sınırlı

Zeytinyağının gıda enflasyonuna etkisi de oldukça sınırlı olduğuna da temas eden EZZİB Başkanı Davut Er, “FAO verilerine göre ülkemizde kişi başına düşen bitkisel yağ tüketimi yılda yaklaşık 25 kg iken, zeytinyağı tüketimi 2 kg’ın altında. Ülkemizde zeytinyağı tercih eden kesim, genellikle belirli bir gelir düzeyine sahip olan ve ağırlıklı olarak ürünün üretildiği bölgelerde yaşayan tüketicilerimiz. Bu nedenle, sık sık getirilen kısıtlamaların, gıda enflasyonunu kontrol etme yerine, üretici ve satıcıları olumsuz yönde etkileyerek piyasayı daha da daralttığı görülmekte” dedi.

Gültepe; “11 ayda 233 milyar dolar ihracat yaptık”

Zeytin ve Zeytinyağı Sektör Buluşması ve Ödül Töreni’nde konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe, Cumhuriyetimizin 100’üncü yıldönümünü kutladığımız 2023’ün 11 ayında Türkiye’nin yaklaşık 233 milyar dolarlık ihracata ulaştığı bilgisini paylaştı.

“Deprem felaketini, küresel pazarlardaki daralmayı, bazı sektörlerimizdeki ciddi kan kaybını dikkate aldığımızda önemli bir başarıya imza attığımızı söyleyebilirim” diyen Gültepe, “Yılı 255 milyar doların üzerinde mal ihracatıyla kapatacağız. Bazı sektörlerimizde ciddi kan kayıpları var. Zeytin ve Zeytinyağı ise 2023’te yıldızı parlayan sektörlerimizin başında yer alıyor. Geçen yıl 500 milyon dolarlık bir zeytinyağı ihracatımız vardı. Bu yıl çok daha başarılı bir performans sergiliyoruz. 11 aylık zeytinyağı ihracatımız yüzde 112’nin üstünde artışla 833 milyon dolara ulaştı. Kasım ayında zeytinyağı birim ihracatını en fazla artıran beşinci sektörümüz oldu. Geçen yıl 2,8 dolarlık birim ihracat değeri 2023’te yüzde 36,4 artarak 3,8 dolara ulaştı. Evet geçen yıla göre önemli bir artış var. Ama zeytinyağı gibi bir üründe çok daha yüksek birim değerlere ulaşabiliriz. Bunu da ancak markalaşarak ve tanıtım çalışmalarına ağırlık vererek başarabiliriz” şeklinde konuştu.

İhraç ürünlerinde zaman zaman değişik kısıtlamalar ya da gözetimler yapıldığına işaret eden Gültepe, sözlerini şöyle tamamladı; “Sadece zeytincilik sektöründe değil başka sektörlerde de oluyor. Pandemi döneminde başka sektörlere, tekstil gibi bir sürü şeyleri yapıyor. Zaman zaman Türkiye’de vatandaşların daha iyi bir şekilde, daha uygun fiyatlara ulaşabilmesi için bu tarz uygulamalar oluyor inşallah geçici olur. Yaptığımız mücadelelerden dolayı inşallah daha kısa zaman içerisinde çok güzel sonuçları beraberce alırız. Özellikle zeytin ve zeytinyağımız için yapılacak olan çalışmalara biz de destekliyoruz.”

Ekonomist Prof. Dr. Yaşar Uysal, “Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler” başlıklı bir sunum yaparken, Türkiye’nin gelişmekte olan ülkeler arasında rakiplerine göre 6 kat enflasyonla mücadele ettiğini, rekabetçiliğini koruyabilmesi için enflasyonla mücadelede başarılı olmak zorunda olduğunun altını çizdi.

Zeytincilikte Dünya ve Türkiye: Sektörel İnceleme ve Gelecek Perspektifleri isimli panelde, İYTE Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Baba, Ekonomi Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım Yazar ve Marka Danışmanı Altay Ayhan ve Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Levent Bilginoğulları zeytin ve zeytinyağı sektöründeki güncel gelişmeleri değerlendirdiler.

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği üyeleri arasında 2022 yılında sofralık zeytin ve zeytinyağı sektörlerinde en çok ihracat yapan ve ödül kazanan firmalar ise aşağıdaki gibidir.

2022 AMBALAJLI SOFRALIK ZEYTİN SIRALAMA
TOPRAK ZEYTİN ZEYTİNYAĞI GIDA TARIM SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
EKER GIDA NAK.İNŞ.SAN.TİC.LTD. ŞTİ.
MAROLİ GIDA SANAYİ VE DIŞ TİCARET A.Ş.
YUNUSLAR TARIM ÜRÜNLERİ GIDA İNŞAAT TURİZM  SAN. VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.
GÜNKAR İNŞAAT GIDA TEKSTİL NAK. İTH. İHR. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
AYDONA GIDA İNŞAAT PETROL İLETİŞİM SAN.İÇ VE DIŞ TİC.LTD.ŞTİ.
SAHA TARIM ÜR.İTH.İHR.LTD.ŞTİ.
GİNTAŞ TARIM ÜRÜNLERİ PAZ. GIDA NAK. ZEY. İTH. İHR. SAN. VE TİC. LTD.ŞTİ.
YENİÇAĞ GIDA SAN.VE TİC.A.Ş.
SALTAY DIŞ TİCARET LTD.ŞTİ.
2022 AMBALAJLI ZEYTİNYAĞI SIRALAMA
VERDE YAĞ BESİN MADDELERİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
KOZMOPOLİTAN GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SAVOLA GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ERAYDIN TARIM ÜRÜNLERİ GIDA PETROL HAY. İNŞ. NAK. SAN.VE TİC.İHR.İTH .LTD.ŞTİ.
ALHATOĞLU ZEYTİNCİLİK GIDA ZİRAİ İLAÇ VE TARIM MAK. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
TİCARET VE SANAYİ KONTUVARI TÜRK A.Ş.
YONCA GIDA SANAYİ İŞLETMELERİ İÇ VE DIŞ TİCARET A.Ş.
NEJAT ATALAN DIŞ TİCARET A.Ş.
POYRAZ ZEYTİNYAĞI TARIM SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
KÜÇÜKBAY YAĞ VE DETERJAN SANAYİ A.Ş.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Ekonomi-teknoloji, spor, eğitim, magazin-yaşam haberleri, TUİK verileri

Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 2023 Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) harcaması 2023 yılında 377 milyar 542 milyon TL’ye yükseldi …