İZODER 30. YILINI ÜYELERİ İLE KUTLADI
Yalıtım sektörü İZODER öncülüğünde büyüme ivmesini sürdürüyor
Yalıtım bilincini Türkiye genelinde yaymak için 1993 yılında kurulan İZODER-Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği’nin 30. yılı yoğun katılımla ve büyük bir coşkuyla kutlandı. İZODER’in 30. ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı için ortak bir kutlama düzenleyen İZODER Yönetimi, Cumhuriyetimizin sarsılmaz değerlerinin rehberliğinde geleceğe yürüdükleri mesajını verdi.
Yalıtım sektörünün çatı kuruluşu İZODER, kuruluşunun 30. yıl dönümünü ve Cumhuriyetimizin 100. yıl coşkusunu sektör paydaşları ve üyeleriyle The Grand Tarabya Otel’de kutladı. Katılımcılar, fuaye alanında İZODER’in 30 yıllık zaman yolculuğunun anlatıldığı sergi ile karşılandı. İZODER 30. yıl filminin gösterimi ile başlayan gala yemeğinde İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, Türkiye İMSAD Başkanı Tayfun Küçükoğlu ve İZODER’in kurucularından da olan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan birer konuşma yaptı.
Cumhuriyetimizin 100., İZODER’in 30. kuruluş yıl dönümüne ulaşmasının onur ve coşkusunu birlikte yaşadıklarını dile getiren İZODER-Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu açılış konuşmasında şunları söyledi; “Temelleri 1993 yılında atılan İZODER, bugün ülkemizin en saygın sektör kuruluşlarından biri konumunda bulunuyor. Emek ve özveriyle geçen bu yolculuk boyunca öncü ve örnek nitelikteki girişimlerimizle yalıtım sektörüne önemli katkılarda bulunduğumuza inanıyorum. İklim değişikliği, enerji verimliliği, depremden korunma ve güvenli yapılar, konforlu ve sağlıklı yaşam alanları gibi ülkemizin ve dünyanın gündem başlıkları olan bu konular tam da yalıtımın merkezde olduğu hayati konular. Tüm bu başlıklarda yalıtımın önemini anlatmaya ve bu konuda farkındalık oluşturma çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.”
Yalıtım sektörünün büyüklüğü 7 milyar dolara yaklaştı
Sektörün 30 yıl içinde önemli bir gelişim gösterdiğini söyleyen İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, “Üretimden satışlarımızın 2 milyar dolara, toplam yalıtım sektörünün tüm hizmetler dahil 7 milyar dolara yakın bir büyüklüğe ulaştığını müjdelemek isterim. Bununla beraber direkt ve dolaylı olarak yaklaşık 150 bin kişilik bir istihdam oluşturarak ülkemizin kalkınmasında etkin rol almaya devam ediyoruz. Yine ihracat tarafında son yıllarda ciddi bir ivme kaydettiğimizi, sektörümüz için küresel bir üretim merkezi olma yolunda ciddi yatırımların hayata geçtiğini sevinerek görüyoruz” dedi.
İZODER’in 30. yılında “çevreyi ve insanı” önceleyen yenilenmiş vizyon ve misyonları ile sektör bayrağını ileriye taşımak noktasında kararlılıkla yol aldıklarını belirten Emrullah Eruslu, sözlerine şöyle devam etti; “Vizyonumuz çerçevesinde Derneğimizin kuruluşunun 50. yılına kadar nitelikli yalıtım malzemelerinin amacına uygun ve doğru uygulanmasını sağlayarak sektörümüzü gelişmiş ülkeler düzeyine taşımayı hedefliyoruz. Sürdürülebilir bir gelecek yaratma noktasında da yalıtımla doğal kaynakları verimli kullanarak, insan güvenliğine ve çevre sağlığına duyarlı yapılarla yaşam kalitesi ve konfor koşullarının artırılmasını sağlamak, yarınlarımıza yaşanılabilir bir dünya bırakmak misyonumuz, bize bu yolda rehber olacak. 30 yılda elde ettiği değerleri, yetkinlikleri, katkıları, sorumlulukları, vizyonu ve misyonuyla toplumun her kesiminin yalıtım bilincine ulaşması sürecinde; Kurucularımızdan başkanlarımıza, yönetim kurullarımızdan komisyonlarımıza, üyelerimizden çalışanlarımıza, kamu ve özel sektör paydaşlarımıza kadar emek veren herkesi saygı ve sevgiyle anıyor, aramızdan ebediyete intikal edenlere rahmet diliyorum. Derneğimize başarılarla dolu nice 30 yıllar diliyorum.”
İZODER’in 30. yıl dönümü kutlamasının Cumhuriyetimizin 100. yılına denk gelmesinin coşkularını daha da arttırdığını dile getiren Eruslu, “Bu ülkenin fertleri olarak atalarımızın emaneti olan ülkemizi, Cumhuriyetimizin temel değerleri ile dünyanın lider ülkelerinden biri haline getirmek, çağdaş yapı konseptinin ayrılmaz bir parçası olan yalıtımı gelişmiş ülkeler düzeyine taşımak için el ve gönül birliği halinde çalışmak minnet borcumuzdur. Bu duygu ve inançla; 100 yıllık Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır” sözü ışığında işimizi en iyi şekilde yapmaya gayret edeceğiz. Geçmişten aldığımız güç, sahip olduğumuz saygın üyelerimizle, Cumhuriyetimizin aydınlık geleceği için var gücümüzle çalışmalarımızı sürdüreceğiz” diyerek konuşmasını bitirdi.
Konuşmasında İZODER’in 30 yılda yaptıklarını tarihe not düşmek gerekir diyen Türkiye İMSAD Başkanı Tayfun Küçükoğlu, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü; “İZODER, barınmadan çağdaş ve konforlu yaşam koşullarına geçişin öncüsü ve temsilcisidir. Varlığını yalıtım bilincinin artmasına adayan İZODER’in ikinci 30 yılda daha büyük misyonları var. Yalıtım sektörü, sadece çağdaş yaşam koşullarında yaşamayı değil küresel iklim değişikliğiyle mücadeleyi ve dünyanın sürdürülebilirliğini de temsil ediyor. Ülkemize, ekonomimize, halkımıza hizmet veren İZODER’e destek olmayı bir iş değil, sosyal sorumluluk mücadelesi olarak görüyorum.”
İZODER’in kurucularından TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ise şunları söyledi; “Bireysel sivil toplum örgütü yolculuğumun başlangıcı olan İZODER, zorlu bir dönemde kuruldu. İZODER, bugüne kadar sadece yalıtım sektörüne değil yapı malzemeleri ve inşaat sektörüne de çok büyük katkılar sundu. Son 30 yılda pek çok değişim de yaşandı. Bu değişime uyum sağlayan İZODER, sektörümüzü, ülkemizi, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için çalışıyor. İlerici vizyonuyla daha da büyük işler başaracağına inanıyorum.”
Gala yemeğinin ardından sektöre ve İZODER’e katkılarından dolayı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, İklimlendirme Sektörü Meclisi Başkanı Zeki Poyraz’a ve İZODER Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen’e plaket takdim edildi. Gecede 30. yıl pastası kesildikten sonra İZODER’in 30. Kuruluş Yıl Dönümü kutlamaları, Türk pop müziğine iz bırakan Eda ve Metin Özülkü, Ferda Anıl Yarkın ve Yeşim Salkım’ın verdiği konserle sona erdi.
2023/2024 Buğday Üretim Sezonu Başladı
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2023/2024 buğday üretim sezonuyla ilgili görüntülü basın açıklaması yaptı.
“Türkiye’de 6,7 milyon hektarda ekimi yapılan ve ülkemiz ekim alanlarında birinci sırada bulunan buğdayda 2024 üretim sezonu başladı” diyen Bayraktar, sözlerine şöyle devam etti.
“Ülkemizde 79 ilde buğday üretimi yapılıyor”
“Buğday diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de stratejik bir ürün ve tarım alanlarının vazgeçilmezidir. Ülkemizin tamamında hemen hemen her üreticimiz buğday üretimi yapıyor. Bu nedenle buğday ekiminden, sofralarımıza ekmek olarak gelene kadar geçen süreçte, başta üreticilerimiz olmak üzere, tüccarından, esnafına kadar her kesimi ilgilendiriyor.”
“Buğday ekimleri 20 gün ile 1 ay ileri tarihe kaydı”
“Buğday ekimi bölgelere göre değişmekle birlikte Eylül ayı sonunda başlayıp Aralık ayının ilk haftasına kadar devam ediyor. Ancak yaşanan iklim değişikliğine bağlı değişen yağış rejimi nedeniyle buğday ekimleri Ekim ayı ortasına kaydı, Eylül ayı sonunda ekim yapan çiftçimiz hemen hemen kalmadı.
Tarım sektörünün en önemli parametreleri olan yağış ve sıcaklık değerlerinin ülkemizdeki değişimlerine bakacak olursak ülkemizde son 5 yıldır ekim ayı yağışları normalin altında kalıyor. Ekim ayı yağış ortalaması normali 49,4 milimetre iken bu yıl yüzde 26 azalış ile 36,6 milimetre olarak gerçekleşti.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre; son 10 yılın 6’sında toplam yağışlar normallerin altında kaldı. 1 Ekim 2022-30 Eylül 2023 dönemini kapsayan tarım yılı yağışlarında ise Türkiye genelinde normale göre yüzde 6 azalma oldu.
Sıcaklık değerlerine baktığımızda; ülkemizde yaz mevsimi sıcaklık ortalaması 24 derece iken, 2023 yılı ortalama sıcaklığı bu değerin 0,7 derece üzerinde seyretti.
2023 yılı yaz mevsimi son 53 yılın en sıcak 7’nci yaz mevsimi olarak kayıtlara geçti. Böylesine sıcak bir yaz mevsiminin ardından Eylül ve Ekim ayı sıcaklıkları da normallerin 1,5 derece üzerinde gerçekleşti.
Bu yıl azalan yağışlarla birlikte artan sıcaklık, toprağın daha fazla kurumasına neden oldu ve ekim tarihleri normaline göre ilden ile değişmekle birlikte 20 gün ile 1 ay ileri kaydırdı.”
“Buğday ekimleri yüzde 50-90 arasında tamamlandı”
“Buğday üretiminin yüzde 93,3’ünü gerçekleştiren ilk 50 ilimizde Ziraat Odalarımızdan aldığımız verilere göre; ekim ayında bazı illerde kuru toprağa ekim yapan çiftçilerimiz, sulama yapmak zorunda kaldı ve maliyeti arttı.
Sulama yapamayan çiftçilerimiz ise ekimini yaptığı tohumun üzerine yağış bekledi. Beklenen yağışların Kasım ayında gelmesiyle birlikte ekim yapılan alanlarda tohumlarda çimlenme hızlandı. Yağış bekleyen çiftçilerimiz de ekimini yaptı.
Bölgeden bölgeye ve ilden ile değişmekle birlikte Kasım ayı sonu itibarıyla buğday ekimleri genel olarak yüzde 50-90 arasında tamamlandı. Kasım ayında gerçekleşen yağışlar bazı illerde kar yağışına dönüştü. Bazı illerde şiddetli gerçekleşen yağışlar afete neden oldu. Bugünlerde ülke genelinde gerçekleşen yağışlar ile önümüzdeki günlerde beklenen muhtemel yağışların devam etmesi verimli bir üretim sezonu için önemlidir.
Bu tarım yılında beklenen yağışların gerçekleştiği, kuraklığın ve diğer afetlerin olmadığı, yeterli miktarda girdinin kullanıldığı, çiftçilerimizin bol kazanç sağladığı, kaliteli ve yüksek rekolteli ürünlerin yetiştirildiği bir yıl olmasını temenni ediyoruz.”
BÖLGELERE GÖRE BUĞDAY EKİLİŞLERİ
İç Anadolu Bölgesi
“İç Anadolu Bölgesi’nde buğday ekimleri yüzde 90 seviyesinde tamamlandı. Erken ekim yapan çiftçilerimiz arazilerini 2 defa sulamak zorunda kaldı. Genel olarak iç Anadolu bölgesinde ekim tarihinde normaline göre ortalama 20 günlük gecikme oldu.
Bölgede geçtiğimiz sezon mısır, ayçiçeği ve bazı baklagillerde yeteri kadar gelir elde edemeyen çiftçilerimiz bu sezon buğday ve arpa üretimine yönelmesi nedeniyle bazı illerde buğday ekim alanlarında yüzde 10 artış bekleniyor.”
Güneydoğu Anadolu Bölgesi
“Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde buğday ekimleri yüzde 70 civarında tamamlandı. Bölgede yağışların geç gelmesi hatta bazı illerde Ekim ayında hiç yağış gerçekleşmemesi buğday ekim tarihlerinde normaline göre ortalama 1 aylık gecikmeye sebep oldu. Başta Diyarbakır ve Şanlıurfa olmak üzere birçok ilde pamuk ve mısır üretiminden kar elde edemeyen çiftçilerimiz buğday ve arpa üretimine yöneldi. Bölgede buğday ve arpa ekim alanında yüzde 10 seviyesinde artış bekleniyor.”
Marmara Bölgesi
“Marmara Bölgesi’nin Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, Balıkesir ve İstanbul illerinde ekimler yüzde 70 civarında tamamlandı. İstanbul ve Tekirdağ’da ekim tarihlerinde gecikme yaşanmadı. Kırklareli, Edirne ve Balıkesir’de buğday ekim tarihinde 20 günlük bir kayma yaşandı, Bursa ve Çanakkale’de ekimler Kasım ayının ilk haftasında başladı. Geçtiğimiz sezon ayçiçeğinden umduğunu bulamayan Tekirdağ ve İstanbul’da çiftçilerimizin bir kısmı buğday ekimine yöneldi.”
Akdeniz Bölgesi
“Akdeniz Bölgesi’nin Adana, Osmaniye ve Antalya illerinde ekimler yeni yeni başlamış olup, Hatay, Mersin, Isparta’da ekimler yüzde 70 oranında gerçekleşti, Kahramanmaraş’ta ise kıraç alanlarda ekimler tamamlandı. Ekim tarihlerinde Mersin ve Hatay’da normaline göre yaklaşık 20 günlük bir gecikme söz konusu oldu. Adana ve Hatay’da pamuk, mısır ve ayçiçeği alanlarındaki üretimin, buğday ekim alanlarına kayacağı tahmin ediliyor.”
Doğu Anadolu Bölgesi
“Doğu Anadolu Bölgesi’nde genel olarak yüzde 80 seviyesinde ekimler tamamlandı. Ekim tarihi Erzurum ve Ağrı hariç diğer illerde 20 günlük bir gecikme söz konusu oldu. Ancak bölgede Kasım ayında gerçekleşen yağışlar gecikmeyi telafi etti. Muş başta olmak üzere bölgede hayvancılığın zayıflaması çiftçilerimizi hububat ekimine yöneltti.”
Ege Bölgesi
“Ege Bölgesi’nde hububat ekimi Uşakta yüzde 80, diğer illerde ise ortalama yüzde 30 seviyelerinde tamamlandı. Bölgede buğday üretimi açısından önemli bir yere sahip olan Afyon ilinde ekim tarihinde yaklaşık bir aylık gecikme yaşandı. Bölgede mısır ve pamuk fiyatlarından yeteri kadar gelir elde edemeyen çiftçilerimiz hububata yöneldi.”
Orta Karadeniz Bölgesi
“Orta Karadeniz Bölgesi’nde ise Çorum’da ekimler yüzde 80 seviyesinde tamamlandı ancak diğer illerde ekimler yüzde 10 seviyesinde seyrediyor. Amasya ve Çorum’da ekim tarihlerinde normaline göre yaklaşık bir aylık gecikme yaşandı. Diğer taraftan mısır fiyatlarından yeteri kadar gelir elde edemeyen çiftçilerimiz hububata yöneldi.”
Rel Collection Başkanı ve Assembly Kurucu Ortağı Yiğit Şatıroğlu, Boğaziçi Zirvesi’ne Katıldı
İş dünyasına yenilikçi bir bakış açısı getiren, ofis yönetim binaları işletmesi olarak tanımlanan Assembly Buildings Kurucu Ortağı Yiğit Şatıroğlu, iş dünyası, siyaset ve kültür alanlarındaki kanaat önderlerinin küresel sınamaları değerlendirmelerini kolaylaştıran açık bir diyalog imkanı sunan, bu yıl 14. Kez düzenlenen Boğaziçi Zirvesi’ne katıldı.
Rel Collection Başkanı ve Assembly Buildings Kurucu Ortağı Yiğit Şatıroğlu, zirve, kamu ve özel kuruluşlar, iş dünyası ve toplumun diğer kesimlerinin üzerinde pozitif bir etki oluşturmak maksadıyla; liderleri, karar vericileri, akademisyenleri ve her meslekten bireyleri bir araya getirerek, iş birliği imkanları yaratan ve motive eden bir platform sunan Boğaziçi Zirvesi’nde “İş dünyasının geleceğini gayrimenkul yatırımlarının yeniden tanımlanması perspektifiyle şekillendirmek” başlıklı oturumda konuştu. TurkishWİN’den Melek Pulatkonak’ın moderatörlüğünde gerçekleşen oturuma Yiğit Şatıroğlu dışında Carrier İnsan Kaynakları Founder Tuğaçar Susin, Silk&Cashmere CEO’su Ferhat Zamanpur, Core Strateji kurucusu İhsan Elgin katıldılar.
Oturumu Carrier HR’dan Tuğaçar Susin, HR şapkasıyla gelecek için trendlerden bahsederek başlattı. Gartner’a göre liderler arasında konuşulan 5 ana İK konusunun “Lider ve Yönetim Gelişimi”, “Organizasyonel Kültür”, “HR Teknolojileri, “Değişim Yönetimi” ve “Kariyer Yönetimi” olduğunu anlatan Susin, bu trendlerin ortaya çıkmasının sebeplerini de 3 maddede özetledi;
a. Yetenek için artan rekabet
b. Karlılığın artan önemi ile birlikte çalışanlar üzerinde yukarı yönlü artan verimlilik baskısı
c. Yapay zeka öncelikli teknolojilerin insan kaynağı ile olan ilişkisi.
Ortak bağları Assembly üyesi olmaları olan konuşmacılardan Tuğaçar Susin’in çalışan beklentilerinin değişimini anlatmasının ardından İhsan Elgin, girişimci kimliğiyle liderlerin, değişim trendini ve iş hayatındaki trendleri, liderlerin inovasyon ve yeniliği hayata alması ve founder mentality’e geçmesini, girişimlerden ve çalışanların fikirlerine yatırım yaparak inovasyon beslemesi; iş modeli odaklı düşünme; yetkinlikleri başka sektörlere ya da işlere taşıma; ekosistem yönetmek, rakiplerle ortak iş yapmak gibi başlıklara değindi.
Ferhat Zamanpur ise ikinci nesil liderlerin bu değişimleri nasıl ele aldığını ve kültür değişimini, bugüne ayak uydurmak için dijital dönüşümü, outsource insan kaynağını ve ofisini Assembly’e taşıma hikayesini anlattı. Zamanpur, bunun yarattığı çalışan mutluluğuna da değindi. Ayrıca liderlerin hybrid çalışma sistemine geçişinin de çalışanlar tarafından takdir edilmesinden ve bunun da lider tarafında yaratılan bir değer olmasının altını çizdi.
Tüm bu trendler ve beklentilere Assembly’nin fiziksel ve ekosistem olarak sağladığı alanı ve gelecekteki çalışma hayatının nasıl şekilleneceğini ise Yiğit Şatıroğlu aktardı. Hem çalışan beklentilerini karşılayan hem de liderlerin dönüşümüne yardımcı olan fiziksel mekanları tasarlayan, ekosistem yaratarak toplulukların bu etkileşim anlarını-alanlarını kurgulayan bir yapı olan Assembly’yi anlatan Şatıroğlu, beklentileri kapsayan fiziksel mekan tasarımı, farklı sektörleri bir araya getiren ve daha fazla etkileşim sağlayarak ekosistemler yaratmaktan, farklı kurum ve kişileri bir çatı altında toplamaktan ve bu topluluğu yönetmekten bahsetti.
Yiğit Şatıroğlu ayrıca kapanan ofislerin, boşalan binaların gayrimenkul sektöründe yaratacağı değişim ve gelecekten de söz etti. Assembly’nin Ankara One Tower’da yaptığı gibi gayrimenkulleri dönüştürme gücünden, marka yaratarak yeni işlevler kazandırmasından bahseden Şatıroğlu, New York başta olmak üzere Amerika’da yoğun olarak yaşanan boş kalan ofis binalarının yeni çalışan & lider beklentilerine paralel olarak dönüşüme ve renovasyona gitmesinin ve bu dönüşümlerin kaçınılmaz olduğunun altını çizen Şatıroğlu ofis binalarındaki ilk dönüşümün Assembly Buildings olduğunu da sözlerine ekledi.
HALICI ESTONYA’DA 3 ÖNEMLİ ÖDÜL ALDI
Halıcı globalde başarılara imza atmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Estonya’da düzenlenen ABB Motion Avrupa Kanal Ortağı Konferansı’na katılan şirket, Türkiye’ye ödüllerle döndü.
Halıcı, Estonya’da düzenlenen ABB Motion Avrupa Kanal Ortağı Konferansı’na katıldı. ABB’nin Avrupalı ortaklarının bir araya geldiği toplantıda ABB’nin Avrupa’daki en büyük partneri olan şirket globaldeki başarısını da bir kez daha ortaya koydu.
Halıcı düzenlenen konferansta Genel Hareket İş Hacmi, Teknik Distribütörlerde En Yüksek Büyüme, Yüksek Verimli IE4 ve IE5 Motor Satışlarında En Yüksek Hacim dallarında üç ödüle layık görüldü.
TÜRKİYE RESMİ PARTNERİ
Türk endüstrisine 29 yıllık deneyimi ve bilgi birikimi ile otomasyon, telekomünikasyon, dijital dönüşüm alanlarında hizmet sunan Halıcı; endüstriyel ürün satışı ve mühendislik hizmetleri sağlıyor.
Sektörlerinin önde gelen markalarının distribütörlüklerini yürüten ve ABB’nin Türkiye resmi partneri ve distribütörü olan Halıcı, SCADA, otomasyon, PLC, robotik sistemler, röleler, motorlar, panolar, elektrik sayaçları gibi ürün kategorilerinde müşterilerinin ihtiyaçlarını ve taleplerini karşılıyor.
Nagihan Soylu UND Başkanlığı adaylığını açıkladı!
Nagihan Soylu, UND başkan adaylığını, “Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ve UND’nin ikinci 50 yılında göreve talibim” sözleri ile açıkladı.
Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nde (UND) görev yaptığı yıllarda bir istatistiğe odaklandığını belirten Nagihan Soylu, organize kaçakçılık yapan uluslararası taşımacılık sayısının sektörün binde biri kadar olduğunu kaydetti. Soylu, tüm lojistik sektörünün bu binde bire göre muamele gördüğünü ve gümrük kapılarında günlerce bekletilen tırları kastederek, 4 metrekareye mahkûm edildiklerini söyledi.
“ALGIYI TERSİNE ÇEVİRECEĞİZ!..”
UND Dayanışma Platformu adına Nagihan Soylu, ekibi ile birlikte en önemli hedeflerinin bu olumsuz algıyı 6 yıl içerisinde tersine çevirmek olduğunu ifade etti.
Sektör temsilcilerinin, Yugoslavya, Afganistan, Suriye, Irak, Rusya ve Ukrayna savaşlarında, pandemide ve depremlerde gösterdikleri kahramanlıkları topluma anlatacaklarını kaydetti.
“FİNANSAL DANIŞMANLIK SİSTEMİ KURACAĞIZ!”
UND Koordinasyonunda, “Finansal Danışmanlık Sistemi” kuracaklarını belirten Soylu, “Finansal sıkıntı yaşayan üyelerimiz, öncelikle yanlarında UND’yi görecekler” dedi.
SATIN ALMA VE TEDARİK DANIŞMA SİSTEMİ KURULACAK!
Maliyetler artarken, navlun fiyatlarının düştüğü tespitini yapan Soylu, bu kısır döngüye karşı, “Satın Alma ve Tedarik Danışma Sistemi” kurarak, UND üyelerinin maliyetlerini minimuma indireceklerini ifade etti.
ORGANİZE LOJİSTİK BÖLGELERİ!..
Devletten hiçbir teşvik paketi talep etmediklerinin altını çizen Soylu, yol haritasını şöyle açıkladı: “Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve İBB otoriteleriyle uzun süredir görüşmeler yapıyoruz. İstanbul’un doğu ve batı girişlerine hepimizi içine alabilecek Hazine arazisi talep ediyoruz. 200 metreden, 10 bin metrekareye kadar altyapısı tamamlanmış arsaların taşımacılarımıza ücreti karşılığı verilmesini istiyoruz. Bu arsalarda binalarımızı inşa edeceğiz. Yine ofisler için plazalar inşa edilebilecek. Böylece Forwarderlik hizmeti veren meslektaşlarımız da projeye katılabilecekler.”
“YÜKSEK İSTİŞARE KURULU BAŞKANIMIZ ÇETİN NUHOĞLU”
40. Olağan Genel Kurul’da mevcut başkan Çetin Nuhoğlu’nu, Yüksek İstişare Kurulu Başkanı olarak aralarında görmek istediklerini kaydetti.
“İKİNCİ 50 YILIMIZI ATAMIZA ANLATACAĞIZ!”
Yönetime geldiklerinde ilk icraatlarını, Anıtkabir’e giderek, UND’nin ikinci 50 yılını Ata’ya anlatmak olarak belirleyen Soylu, salondan büyük alkış aldı.
Soylu, ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyaret ederek, ivedilikle çözülmesi gereken üç yapısal sorunu ve çözüm önerilerini içeren dosyalarını paylaşacaklarını sözlerini ekledi.
Global Times: BRI ortak gelişim ortakları bir araya geldi
Çin’in önerdiği Kuşak ve Road Initiative (BRI), “kalp bağlantısı” vizyonunu gerçeğe dönüştürdü ve BRI ortak ülkelerinden çok sayıda büyükelçi ve yetkili Çarşamba günü Doğu Çin’in Fujian Eyaleti, Fuzhou’da düzenlenen bir yuvarlak masa toplantısında bunun ortak kalkınmaya giden bir yol olduğunu söyledi.
Nepal’in Çin Büyükelçisi Bishnu Pukar Shrestha, “BRI dünyanın zihninde değişiklikler getirdi,” dedi ve girişimin sadece ulaşımda değil aynı zamanda zihinlerde ve kalplerde de bağlantıya odaklandığını belirtti.
Shrestha, “Bu vizyon ve konsepte artık erişmek mümkün hale geldi” diye devam etti. Nepal’in BRI’dan çok yararlandığını ve Nepal’de demiryolları ve karayolları da dahil olmak üzere ikili iş birliğini güçlendiren ve ülkenin gelişmeye devam etmesine olanak tanıyan farklı projelerin tamamlandığını söyledi.
Shrestha, ana katılımcılar olarak ticaret odaları, sanayi birlikleri ve diğer sosyal kuruluşlar olan dünyanın ilk uluslararası işbirliği ve değişim platformu olan Belt and Road Global Chambers of Commerce and Association Conference’da düzenlenen yuvarlak masa toplantısında açıklamalarda bulundu. Her yıl düzenlenen konferans, BRI işbirliği ilerledikçe ticaret odalarının kaynaklarından yararlanmayı ve yeni uluslararası işbirliği fırsatlarını keşfetmeyi amaçlıyor.
Yuvarlak masa toplantısında, COVID-19 salgınının süreci geciktirdiğini ancak böyle bir küresel girişimin önemini de ortaya koyduğunu belirten Somali Büyükelçisi Çin Awale Ali Kullane, “BRI artık bağlantılı olan dünyaya bir fırsat veriyor ve girişimin potansiyeli sınırsız.” dedi.
Sri Lanka’nın Çin Büyükelçiliği’nden chargé D’Affairs Kadirkamu Kandasamy Yoganaadan, BRI kapsamında limanlar, havaalanları ve otoyollar da dahil olmak üzere bir dizi altyapı inşaat projesini sıraladı. Colombo Port projesini örnek alan Yoganaadan, projenin modern sürdürülebilir tasarım ve akıllı şehir konseptiyle inşa edildiğini, bilişim sektörü, finansal hizmetler ve nakliye lojistiği alanlarında yatırım fırsatları sunduğunu söyledi.
Arap Devletleri Birliği’nin Pekin’deki Misyonunun chargé d’affaires Ahmed Chouaib, BRI’ya katılan Arab ülkelerinin Çin ile yüksek derecede etkileşim sergilediğini söyledi. Bu girişim, ulusal ve etnik sınırları aşan bir karşılıklı bağlantı gücü olan uluslararası işbirliğinin gücünü temsil etmektedir.
Chouaib, Çin ile Arap ülkeleri arasındaki halklar arası iletişimin güçlendirilmesinin de BRI’nin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini ve kültürel, turizm ve sanatsal işbirliklerinin ortaya çıktığını kaydetti.
BRI, Çin ile Arab ülkeleri arasındaki birliğin sembolüdür. Chouaib, yol ve köprü inşa etmenin yanı sıra, daha bağlantılı, müreffeh ve uyumlu bir işbirliği de yaratabileceğini söyledi.
VAT ENERJİ, ÖZBEKİSTAN ENERJİ BAKANLIĞI İLE SÖZLEŞME İMZALADI
Vat Enerji, Özbekistan’daki binalar için hazırlanan temiz enerji projesinde, proje yönetim danışmanı olarak görev yapmak üzere Özbekistan Enerji Bakanlığı ile sözleşme imzaladı.
Vat Enerji, Dünya bankası tarafından finanse edilen Özbekistan’daki binalar için temiz enerji projesinde (CEBU-Clean Energy for Buildings in Uzbekistan), proje yönetim danışmanı (PMC) olarak görev yapmak üzere Özbekistan Enerji Bakanlığı ile sözleşme imzaladı. Vat Enerji’nin NKY Mimarlık ve CBM Danışmanlık ile konsorsiyum ortağı olduğu proje ile yaklaşık 800 bina rehabilite edilecek ve proje 5 yıl sürecek.
TÜRK MÜHENDİSLİĞİ DÜNYAYA AÇILIYOR
Türk mühendisliğini dünyaya açmak ve hizmet ihracını artırmak için çalışmaların meyve vermeye başladığını söyleyen Vat Enerji Genel Müdürü Altuğ Karataş; “Bir hedefe daha vardığımızın haberini vermekten büyük mutluluk duyuyorum. CEBU projesi kapsamında kamu binalarında enerji verimliliği önlemlerinin uygulanması yoluyla bina sektöründe yatırımlar yapılacak olup, bizler de konsorsiyum olarak binaların seçimi, enerji denetimleri, programın mali denetimi, kurumsal kapasite geliştirme ve proje uygulama birimi (PMU) yardımı ile ön planda olacağız. Cumhuriyetimizin 100.yılında, sektörel tecrübemin 22’nci yılı ve firmamızın 10’uncu yılında, bu başarı için emek veren tüm ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.” dedi.
LogD, perakende sektöründe yeşil dönüşümü başlattı…
Perakendenin sürdürülebilirliği masaya yatırıldı: “Yeşil Geleceğe Yatırım Bugünün Sürdürülebilir Markalarıyla Başlıyor”
Sürdürülebilir çözümleriyle yeşil lojistik anlayışını benimseyen LogD, Türkiye’nin önde gelen markalarının desteğiyle, lojistik ve perakende sektörünü sürdürülebilir olarak şekillendirmeye devam ediyor. LogD ev sahipliğinde Damat- Tween, Jimmy Key, İş Leasing katılımıyla “Yeşil Geleceğe Yatırım Bugünün Sürdürülebilir Markalarıyla Başlıyor” konseptiyle düzenlenen etkinlikte, perakende ve finans sektörünün sürdürülebilirlik yolculuğu ve markaların sürdürülebilir projeleri katılımcılarla paylaşıldı.
LogD, ikinci yılını kutlarken yeşil lojistikte öncü bir rol üstlenmenin gururunu ve sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlama misyonunu güçlü bir şekilde sürdürmeye devam ediyor. LogD Kurucusu Seyhan Gülhan, sadece iki yıl gibi kısa bir sürede 10 bin ağacın kesilmesini önlerken 39.000.000 litre su tasarrufu sağladıklarının ve yarım milyon kilogramdan fazla karbon ayak izinin önüne geçtiklerinin altını çiziyor.
Sürdürülebilir çözümleriyle yeşil lojistik anlayışını benimseyen LogD, 2.yılını kutlarken sürdürülebilirlik kavramını ekolojik, sosyolojik ve ekonomik boyutlarıyla ele alarak perakende ve lojistik sektöründeki etkilerini masaya yatırdığı “Yeşil Geleceğe Yatırım Bugünün Sürdürülebilir Markalarıyla Başlıyor” etkinliğini gerçekleştirdi.
Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, Jimmy Key Yönetim Kurulu Başkanı Elvan Ünlütürk ve İş Leasing Genel Müdür Yardımcısı ve Sürdürülebilirlik Lideri Neslihan Oruç’un da katıldığı etkinlikte; çevreyi koruyarak maliyeti düşüren uygulamaların ve sürdürülebilirlik adına atılan adımların bir trendden öteye zorunluluk olduğu vurgulandı.
Lojistik tedarik zincirinde yeni bir çığır açan Milk Run Yönetim Sistemi ile 5 büyük şehirde başlattığı faaliyet alanlarını kısa sürede genişleten LogD, Altınyıldız Classics, Damat Tween, Dagi, Jimmy Key, Koton, Jack&Jones, Lee Wrangler ve LC Wakiki, Ramsey, Samsung, Wastespresso gibi Türkiye’nin ve dünyanın en önemli markalarıyla sürdürülebilir lojistikte birlikte çalışma fırsatı yakaladı.
Yeşil lojistiğe odaklanarak perakende sektörünün sürdürülebilirlik çalışmalarına katma değer sağladıklarını belirten LogD Kurucusu Seyhan Gülhan; “LogD olarak, iklim değişikliği gibi acil önlem alınması gereken krizlere karşı derin bir duyarlılıkla yola çıktık. Sürdürülebilirliği teşvik ederek çevreyi korumayı, iklim değişikliğine karşı küresel mücadeleyi desteklemeyi ve işletmelerin ekonomik sürdürülebilirliğini artırmayı hedefledik. Çıktığımız bu yolda sorumlu ve sürdürülebilir iş uygulamalarımızla bugüne kadar 10 bin ağacın kesilmesini önledik, 39.000.000 litre su tasarrufu sağladık ve yarım milyon kilogramdan fazla karbon ayak izinin önüne geçtik.” dedi.
5 büyük şehirde başlayan faaliyetlerini kısa sürede tüm Türkiye’ye yayıldığını dile getiren Gülhan; “Türkiye’nin ve dünyanın en önemli markalarıyla sürdürülebilir lojistikte birlikte çalışmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu değerli markaların sürdürülebilirlik yolculuklarına ortak olmak, birlikte çevreye, doğaya ve gezegenimize iyi bakmak hepimize çok iyi geldi. Henüz daha yolun başında olmamıza rağmen güçlü adımlarla ilerliyoruz. Her geçen gün çözümümüzü geliştirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu yıl, mağaza açılışları sırasında karton kutuları ve diğer sarf malzemelerini ortadan kaldıran atık oluşumunun önüne geçen Milk Run Green Opening ve tedarikçiden depoya, tedarikçiden mağazaya kurduğumuz sistemle karbon ayak izini azaltmaya odaklandığımız Milk Run Supplier çözümlerimizi sisteme kazandırdık” dedi.
Perakende sektörünün önde gelen markalarının yöneticileri ve finans çevrelerinin yoğun katılım gösterdiği etkinlik, basının da büyük ilgisini çekti.
Düzenlenen panele katılan Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, Jimmy Key Yönetim Kurulu Başkanı Elvan Ünlütürk ve İş Leasing Genel Müdür Yardımcısı ve Sürdürülebilirlik Lideri Neslihan Oruç, sürdürülebilirlik konusundaki önemli soruları detaylı bir şekilde yanıtladılar. Panelde perakende markalarının sürdürülebilir perakendecilikteki sorumlulukları, çevresel etkilerin minimize edilmesi ve şirket içinde geliştirmeler ve yetkinlik artırıcı adımların atılması gerektiği vurgulandı. Panelistler, kendi şirketlerinin sürdürülebilirlik hedefleri ve ilkelerini paylaştılar, bu hedeflere ulaşmak için çeşitli sürdürülebilir strateji ve projeleri hayata geçirdiklerini belirttiler. Tedarik zinciri yönetiminde LogD ile atılan sürdürülebilir adımlar vurgulandı. Türkiye’nin sürdürülebilirlik çalışmalarının global sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu olup olmadığı ve yapılması gerekenler tartışıldı.
Moda ve perakende sektöründe sürdürülebilirliğin önemine dikkat çeken Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu; ‘Karbon ayak izi konusunda en çok sorumluluk duyması gereken başlıca sektörlerden olan tekstil ve hazır giyimde tüm firmaların sorumlu üretim ve perakendecilik örneği sergilemesi gerekiyor. Damat Tween ve D’S damat markaları ile Orka Holding olarak üretimden lojistik ve perakendeye tüm iş süreçlerimizi Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin 10 İlkesi ve AYM’ye uyumlu olarak sürdürülebilir moda yaklaşımı ile yürütüyoruz. İki yıl içinde koleksiyonlarımızın yüzde 90’ını geri dönüştürülmüş malzemelerden üretmeyi hedefliyoruz.’ dedi.
Perakende markalarının sürdürülebilirlik yolculuğunda büyük sorumluluklar almasını gerektiğinin altını çizen Jimmy Key Yönetim Kurulu Başkanı Elvan Ünlütürk; ‘Perakende sektörü, tedarik zincirine yön veren ve hatta değiştirme gücüne sahip bir sektör. Burada üzerimize büyük sorumluluklar düşüyor. Çevreye minimum zarar veren üretim metodları, yeni teknolojiler geliştirmek, ürün kalitesini artırmak, tüm süreçlerde verimliliği artırarak karbon ayak izimizi minimum seviyeye indirmemiz gerekiyor. Bunun için de LogD ile yaptığımız çalışmayı oldukça değerli buluyoruz.’ dedi.
Sürdürülebilirliği iş modellerinin merkezinde konumlandırdıklarını vurgulayan İş Leasing Genel Müdür Yardımcısı ve Sürdürülebilirlik Lideri Neslihan Oruç; “İş Leasing olarak, sürdürülebilir kalkınma vizyonunun özelleştirilmiş bileşenlerini tüm iş süreçlerimize entegre ettik. Müşterilerimiz, iş ortaklarımız ve tüm paydaşlarımızla birlikte çalışarak sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunmak için çalışmalarımızı geliştirerek sürdürüyoruz.” diye konuştu.
Etkinlikte, sürdürülebilirlik konusundaki çabalar ve başarılar özel bir ödülle onurlandırıldı, katılımcılara verilen plaketler, sürdürülebilirlik konusundaki taahhütlerini vurgulayarak, gelecekteki çevre dostu markaların inşasına katkıda bulunan liderlerin çabalarını öne çıkardı.
LogD Kurucusu Seyhan Gülhan, değer ortakları ve sponsorları HepsiJet, Berrmak, STF Lojistik, Perakende Org. ve Wastespresso’ ya teşekkür ederek, gelecek yılda da çevre dostu ve sürdürülebilir çözümlere katkı sağlayan lider markaların bir araya geleceği bir etkinliğe ev sahipliği yapmak istediklerini duyurdu.
Gürkan Genç’in Bisikletle Dünya Turu Deneyimleri, Erciyes Üniversitesi’nde Büyük İlgi Gördü
Etisan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mert Özgün, etkinlik öncesinde yaptığı konuşmada, “Çok uzun yıllardır birçok yüksek öğretim kurumunda ödeme sistemleriyle ilgili sizlerle çalışıyoruz ve bir ailenin bir parçası olarak iç içeyiz,” dedi. Bu ilişkinin Holding’e bir sorumluluk yüklediğini ve bu sorumluluğu hissettiklerini belirten Özgün, üniversite öğrencilerinin kariyer farkındalıklarını artırabilmek için sosyal sorumluluk projeleri düzenlediklerini ifade etti. Özgün, “Sayın Rektörümüze, Sayın Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanımıza, Rektör Yardımcımızın Genel Sekretere, bize çok teşekkür ediyorum. Bu ulvi çatıyı bize açtıkları için. Hepinize çok teşekkür ediyorum geldiğiniz için” sözlerine ekledi. Konuşmasının sonunda “Ey Türk Gençliği Hoşgeldiniz” diyen Etisan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mert Özgün, sahneyi Gürkan Genç’e bıraktı.
Bisikletiyle 68 ülke ve 122 bin kilometre yol kat eden Gürkan Genç, 2012 yılında başladığı ve yıllar süren bisikletle dünya turu hakkında konuştu. Genç, “Bisikletle dünya turu yapmak, yalnızca coğrafi bir keşif değil, aynı zamanda bir öz keşif yolculuğuydu,” dedi. Seyahati sırasında yaşadığı benzersiz deneyimleri paylaşarak, dinleyicilere ilham verdi.
Genç, “Bir gün Orta Asya’nın ücra bir köyünde, yaşlı bir adam bana bisikletimin hikayesini anlatmamı istedi. Onunla sohbet etmek, farklı bir kültürle doğrudan etkileşimde bulunmanın ne kadar değerli olduğunu gösterdi,” diye anlattı. Ayrıca, “Güney Amerika’da bir dağ geçidinde kar fırtınasıyla karşılaştığımı ve bu anın zorluğu ile güzelliğinin, bu yolculuğun benim için ne anlama geldiğini özetlediğini” ekledi.
Etkinlik, katılımcılara Türkiye’nin kültürel ve doğal zenginliklerinin farkında olmaları ve global meselelere karşı daha duyarlı olmaları konusunda ilham verdi. Gürkan Genç’in bisikletle dünya turu, zorluklarla dolu bu yolculuğun ne kadar öğretici ve ilham verici olabileceğini gösterdi.
Etisan Holding’in katkılarıyla Sabancı Kültür Sitesi’nde düzenlenen etkinliğe; Sayın Rektör Prof. Dr. Fatih Altun, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oktay Özkan, Genel Sekreter İbrahim Narin ile öğrenciler katıldı.
Etisan Holding olarak, Sayın Rektör Prof.Dr. Fatih Altun başta olmak üzere Erciyes Üniversitesi Ailesi’ne teşekkürlerimizi sunarız.
Ülkemizde Satış Yapan E-ihracatçıların Sayısı Son 3 Yılda Yüzde 400 Arttı
Bilişim dünyasının önde gelen etkinliklerinden biri olan Bilişim Zirvesi, kamu, bilişim, akademi ve iş dünyasının geniş katılımıyla Fişekhane’de Enigma temasıyla gerçekleşti. Yapay zekadan e-ihracata birçok konunun konuşulduğu etkinliğe Türkiye’nin ilk Türk teknoloji-lojistik şirketi ShipEntegra da destek verdi. İlgili bakanlık temsilcileri ve dünyanın dört bir yanından ziyaretçinin katıldığı etkinlikte ShipEntegra CTO’su Mustafa Çolak, E-ihracatın önemi ve Yazılımın E-ihracata Katkısı panelinde yurt dışında global Pazar yerlerinde satış yapan e-ihracatçıların sayısının son 3 yılda yüzde 400 arttığına dikkat çekti.
1923’ten 2023’e 23 parantezinde 23. kez Fişekhane’de gerçekleştirilen Bilişim Zirvesi, Kamu, bilişim, akademi ve iş dünyasının geniş katılımıyla gerçekleşti.
“E-ihracatın önemi ve Yazılımın E-ihracata Katkısı” başlığı çerçevesinde konuşma yapan ShipEntegra CTO’su Mustafa Çolak, “ Son 3 yılda ülkemiz e-ihracat sektöründe hem pazar payı hem de markaların önemli yatırımları ile etkileyici bir performans gösterdi. Bu dönemde ülkemizde e-ihracatçıların sayısı yüzde 400 oranında artış gösterdi. Bu, ülkemizin dijitalleşme ve global pazarlara entegrasyon konusundaki kararlılığının bir göstergesidir. Gelişen teknolojiye uyum sağlayan iş dünyası, dünya genelindeki pazarlara erişim konusunda önemli adımlar atmıştır. Tüm bu avantajların yanı sıra ülkemiz sunduğu genç-dinamik nüfusuyla çeşitli üretim yetenekleriyle ve coğrafi avantajlarıyla e-ihracat pazarında ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Yatırımların artması, teknolojik altyapının güçlenmesi ve girişimcilik ruhunun desteklenmesi Türkiye’nin dünya ekonomisindeki konumunu daha da güçlendirecektir” dedi.
Çin’deki ürün tedarik sorununun Türkiye’nin üretim avantajını ön plana çıkardığına değinen Çolak, “Bu nedenle özellikle son dönemde, global pazar yerlerinin Türkiye’ye olan ilgisi artmıştır. Bu pazar yerleri, Türk satıcıları kendi platformlarına dahil etmek için çeşitli reklam ve teşvik kampanyaları başlatmışlardır. Bu durum, Türk iş dünyasının dünya genelinde daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşma fırsatını daha da artırmıştır. Türkiye, bu zorlukları başarıyla aşarak küresel ticarette daha fazla rol oynamış ve uluslararası tedarik zincirinde önemli bir oyuncu haline gelmiştir. Ülkemizin esnek ve çeşitli üretim kapasitesi, dünya genelinde talep değişikliklerine hızlı bir şekilde uyum sağlamamıza olanak tanımaktadır. Türkiye’nin e-ihracat alanındaki başarısı sadece ekonomik büyüme açısından değil, aynı zamanda uluslararası ticaretteki etkileşim ve rekabet gücü açısından da büyük bir öneme sahiptir. Gelecekte de dijitalleşme ve küresel pazarlara entegrasyon konusundaki çabalarımızı sürdürerek, Türkiye’nin dünya ekonomisindeki etkin rolünü daha da güçlendireceğimize inanıyoruz” açıklamasında bulundu.
Kripto Para Borsası BingX, Yeniden Markalaşma Yolunda
Dünyanın önde gelen kripto borsalarından BingX, trader’ların güçlendirilmesine odaklanan konumunu sağlamlaştıran dönüştürücü yeniden markalaşma girişimini başlattığını duyurdu.
Yeniden markalaşmada, BingX’in kullanıcılarına ilham verme ve onları çağın ilerisinde tutma, güvenli, verimli ve etkili işlem deneyimleri sağlama taahhüdünü ifade etmesi hedeflendi.
BingX, alım satım deneyimini daha sezgisel ve kullanıcı dostu hale getirmek için görsel kimliğini güncelledi. Yenilenen tasarım, ana hatları yumuşatarak ve iç gölgelendirmeyi kaldırarak ikonik logosunu basitleştiriyor ve kullanıcıların işlem hedefleriyle uyumlu daha temiz ve daha doğrudan bir estetiğe odaklanıyor. Önümüzdeki birkaç ay içinde BingX, mobil ve masaüstü platformlarda renk paleti ve tipografi güncellemeleri de dahil olmak üzere kapsamlı bir görsel dönüşümden geçecek.
Bu yeniden markalaşma, BingX’in dinamik pazara ve kullanıcılarının gelişen ihtiyaçlarına uyum sağlayarak hedef kitlesini ve hizmetlerini genişletmesinden kaynaklanıyor. Copy Trade yoluyla yeni başlayanlar için kriptoyu benimsemeye odaklanmasıyla tanınan BingX, şimdi farklı bir kullanıcı tabanını desteklemek için bir dizi son teknoloji özellik sunarak, yelpazedeki kripto trader’larına hitap etmek için erişimini genişletiyor. Bu yeniden markalaşmanın merkezinde, BingX’in yatırımcıları, yerleşik kripto işlem işlevleri ve yeni araçlar da dahil olmak üzere çok yönlü yeniliklerle güçlendirme vizyonu yer alıyor.
BingX’in yeni sloganı olan “Empowering Traders – Trader’ları Güçlendirir”, önceki “Trading Made Easy – Kolay İşlem” sloganından yükseltilerek, her seviyedeki kripto yatırımcılarını işlem çabalarında mükemmelleşmeleri için destekleme temel misyonunu ifade ediyor. Her iki slogan da BingX’in kullanıcıları için güvenilir ve şeffaf hizmet sunma ve kriptoyu herkes için erişilebilir ve dostane hale getirme konusundaki tutarlı misyonuna derinlemesine dayanmaktadır. Bir sonraki aşama için konumlandırılan BingX, işlem yeterliliğini artırmak için özelleştirilmiş ürünler, hizmetler ve ustalıkla hazırlanmış araçlar sağlayarak kullanıcı büyümesini teşvik etmeye kendini adamıştır.
BingX Marka Sorumlusu Megan Nyvold , şirketin yolculuğunu ve yeni marka yönünü değerlendiriyor: “Geçtiğimiz beş yıl boyunca BingX’in bir sonraki milyar kripto kullanıcısı için bir geçit oluşturma vizyonu değişmedi. Bu evrimin bir parçası olarak, çeşitliliği teşvik etmeye yeniden vurgu yaparak temel değerlerimizi geliştirdik. Yenilenen marka kimliğimizi tanıtırken, kolektif başarı vizyonumuzla uyumlu daha profesyonel ve kullanıcı merkezli bir işlem ortamına odaklanarak kullanıcılarımızı güçlendirme güvencemizi yeniden teyit ediyoruz.”
BingX, kripto para borsası ortamını yeniden tanımlamaya devam ederken, kullanıcı güçlendirme, güvenilirlik, yenilikçilik ve geniş erişilebilirliğe olan kararlı odağı, herkesin kripto para yatırımının potansiyel değerini ve faydalarını güvenle keşfedebileceği kapsayıcı bir ekosistemi teşvik etmektedir.
DIŞ HATLARDA UÇUŞ AĞIMIZA; 283 YENİ NOKTA EKLEDİK ARTIK 130 ÜLKEDE 343 NOKTAYA UÇUYORUZ
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Hiç şüphesiz AJET; ülkemizin geleceğe açılan kanatlarını daha da büyütecek ve küresel marka değerini çok daha yukarılara taşıyacaktır. Ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerden birine dönüştürdük. Havacılık alanında bölgesinde lider, küresel bir havacılık merkezi olduk” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul’da Sabiha Gökçen Havalimanı’nda düzenlenen AJET Lansman Töreni’ne katıldı. Törende konuşan Bakan Uraloğlu, 2008 yılında Türk Hava Yolları’nın (THY) bir alt markası olarak kurulan ANADOLUJET’in pazardaki rekabetçi konumunu güçlendirmek amacıyla faaliyetlerini yüzde 100 Türk Hava Yolları iştiraki olarak kurulacak “AJET Hava Taşımacılığı Anonim Şirketi” altında devam edeceğini ifade etti. Bakan Uraloğlu ayrıca, Sabiha Gökçen Havalimanı’nın faaliyet kapasitesini ikiye katlayacak ikinci pistin tamamlandığını ve çok kısa bir zaman sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle hizmete açılacağını bildirdi.
TÜRKİYE, HAVACILIK ALANINDA DÜNYANIN TRANSİT MERKEZİ OLACAK
Bakan Uraloğlu, havayolu ulaşımının en konforlu ve en hızlı ulaşım yolu olduğunu belirterek, “ Coğrafi bakımdan Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının ortasındaki kilit konumuyla, gelişmiş pazarlarla gelişmekte olan pazarlar arasındaki uçuş rotaları üzerinde yer alan ve sadece 4 saatlik uçuş süresiyle 1.4 milyar insanın yaşadığı ve 8 trilyon 600 milyar dolar ticaret hacmi bulunan 67 ülkenin merkezindeki avantajlı konumuyla ülkemiz; havacılık alanında dünyanın transit merkezi olmaya çok müsaittir” dedi.
ÜLKEMİZ, DÜNYANIN EN GENİŞ UÇUŞ AĞINA SAHİP ÜLKELERDEN BİRİ
Havayolu taşımacılığı sektöründe “Dünyada Ulaşamadığımız Hiçbir Nokta Kalmayacak” hedefiyle hareket ettiklerini belirten Bakan Uraloğlu, “Ülkemizi artan rekabet, cesaretlendirici politikalar ve adeta örnek niteliğinde uygulamalarımız sonucunda; dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerden birine dönüştürdük” dedi.
DIŞ HATLARDA UÇUŞ AĞIMIZA 283 YENİ NOKTA EKLEDİK, ARTIK 130 ÜLKEDE 343 NOKTAYA UÇUYORUZ
Havayolu sektöründe yapılan yatırımlara da değinen Bakan Uraloğlu, “2002’den bu yana aktif havalimanı sayımızı 26’dan 57’ye ve terminal kapasitemizi 55 milyon yolcudan 337 milyon 450 bin yolcuya çıkarttık. Dış hatlarda 50 ülkede 60 noktaya uçuş gerçekleştiriliyorken uçuş ağımıza 283 yeni nokta ekleyerek 130 ülkede 343 noktaya yükselttik. Böylelikle son 21 yılda %472’lik artış gerçekleşmiş oldu. Ayrıca 2002 yılında 489 olan toplam hava aracı sayımızı da %270 artışla günümüzde bin 813’e ulaştırdık” diye konuştu.
HAVACILIK ALANINDA BÖLGESİNDE LİDER, KÜRESEL BİR HAVACILIK MERKEZİ OLDUK
Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin 2022 yılında “Avrupa ve Dünya Havalimanları toplam yolcu trafiği sıralamasında; “Avrupa ülkeleri arasında 3. sıraya, Dünyada ise 6. sıraya yükseldi. 2022 yılı yolcu trafiği bazında ise 3 Havalimanımız Avrupa’da ilk 20’de, Dünya’da ise ilk 50’de yer almıştır. Gökyüzünde kurduğumuz köprülerle havacılık alanında bölgesinde lider, küresel bir havacılık merkezi olduk.” diye konuştu.
İSTANBUL HAVALİMANI AVRUPA’DA 1’İNCİ DÜNYA’DA 7’NCİ SIRADA
Rekorlarla adından söz ettiren İstanbul Havalimanı’nın verdiği hizmetle de ön plana çıktığını belirten Bakan Uraloğlu, 2018 yılında hizmete açtığımız İstanbul Havalimanı’mızda açıldığı günden bu yana 177 milyonu aşkın yolcu trafiği gerçekleşmiştir. İstanbul Havalimanımız Avrupa’da 1., Dünya’da 7. Sıradadır.” ifadelerini kullandı. Bakan Uraloğlu ayrıca, yapım aşamasındaki Çukurova Bölgesel, Yozgat ve Bayburt – Gümüşhane Havalimanları ile yenilenen Trabzon Havalimanı’nda çalışmaların devam ettiğini bildirdi.
SABİHA GÖKÇEN’DE 2’NCİ PİST TAMAMLANDI AÇILIŞI CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN YAPACAK
Konuşmasında, Sabiha Gökçen Havalimanı’nın da yenilikçi ve vizyoner bir bakış açısıyla geliştirildiğine dikkati çeken Bakan Uraloğlu, “Havalimanımızın faaliyet kapasitesini ikiye katlayacak 2.pistimizi tamamladık. Çok kısa bir zaman içerisinde de Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleri ile hizmete açmayı planlıyoruz.” dedi.
‘ANADOLUJET’ MARKASI, ‘AJET’ OLUYOR
Bakan Uraloğlu, “2008 yılında THY’nin bir alt markası olarak kurulan AnadoluJet’in, pazardaki rekabetçi konumunu güçlendirmek amacıyla faaliyetlerini yüzde 100 Türk Hava Yolları iştiraki olarak kurulacak “AJET Hava Taşımacılığı Anonim Şirketi” altında devam edeceğini bildirdi. Uraloğlu, “Anadolujet’in ‘Uçmayan Kalmasın’ mottosuyla başlattığı misyonunu bir adım daha ileriye taşıyarak, gelecek vizyonunda ülkemizin turizmine ve ekonomisine daha fazla katkı sağlayabilmek amacıyla markamızı yeniliyoruz.” dedi.
‘AJET’ İÇ VE DIŞ HATLARDA REKABETİ ARTIRACAK
Bakan Uraloğlu, “Canı gönülden inanıyorum ki yeni marka ile başlayacak dönemde, AJET iç hatlardaki önemli işlevinin yanı sıra dış hatlarda da Türk taşıyıcılarının rekabetini artıracak önemli bir güç olacaktır.” diye konuştu.
‘AJET’ 10 YIL İÇERİSİNDE 200 UÇAKLIK FİLOYA ULAŞMAYI HEDEFLİYOR
AJET’İN 10 yıl içerisinde 200 uçaklık filoya ulaşıp, bölgenin en büyük düşük maliyetli havayollarından biri olma hedefiyle hareket ettiğini ifade eden Bakan Uraloğlu, “AJET’İN büyüme stratejisini İstanbul, Ankara, İzmir ve Anadolu’daki diğer şehirlerimizin yurt dışı bağlantılarının artması yönünde geliştirmesi; vatandaşlarımıza ve ülkemizi ziyaret etmek isteyen turistlere, dolayısıyla ülkemiz turizmine ve ekonomisine büyük fayda sağlayacaktır. Hem yurt içinde hem yurt dışında uçuş ve nokta sayıları önümüzdeki yıllarda büyük bir hızla artarak uçuş ağımız daha fazla güçlenecektir.” ifadelerini kullandı.
‘AJET’ MARKASI TÜM HAVACILIK SEKTÖRÜNE VE TÜRKİYE’YE HAYIRLI OLSUN
Bakan Uraloğlu, “Hiç şüphesiz AJET; ülkemizin geleceğe açılan kanatlarını daha da büyütecek, ve küresel marka değerini çok daha yukarılara taşıyacaktır.” dedi. Yeni markanın başta Türk Hava Yolları (THY) olmak üzere tüm havacılık sektörüne ve Türkiye’ye hayırlı olması temennisi ile sözlerini bitirdi.
Yeni Nesil Depolama Çözümü DepOrtak, 8 ayda 900 bin m2 kapasiteye ulaştı
Dünyada çok hızlı bir dijital dönüşüm yaşanıyor. Ticaret hızla dijitale kayıyor. Yapay-zeka ile desteklenen algoritmaların desteğiyle, insanların tüketim alışkanlıkları ve eğilimlerini yönlendirerek, kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimi yaşatan platform ve pazaryerlerinin sayısı artmaya devam ediyor. Diğer taraftan alışveriş danışmanı olarak hizmet veren (X model telefon nerede ucuz?, En uygun uçak bileti/araç kiralama alternatifi ne olabilir? vs çözümler) akıllı platformlar da pazarda kendine daha çok yer bulabiliyor.
2023’te 5,5 milyar e-ticaret siparişi verilecek
2023 yılı sonuna yaklaşırken, Çin’de e-ticaret hacmi %45’leri geçti, Avrupa ve ABD’de %35’i buldu ve Türkiye’de %25’i zorluyor. Günlük e-ticaret hacmimiz 150 milyon doların üzerine çıktı. 2023 sonu itibariyle Türkiye’de e-ticaretteki sipariş sayısı 5,5 milyar adede koşuyor. Posta, kurye ve kargo firmaları her gün 10 milyonun üzerinde paket & posta dağıtımı yapıyorlar. E-Ticaret siparişlerinde “ertesi gün teslimat” bir zamanların büyük başarısı iken, şimdi herkes gün içinde teslimatın olabilirliğini sorguluyor. “Zahmetsiz iade” müşterinin pazaryeri tercihlerinde öne çıkıyor. Çünkü platformdan ürün satın aldıktan sonra iade süreçlerinde kimse “satıcı” ile muhatap olmak istemiyor, satın almayı gerçekleştirdiği platformu ve markanın gücünü hissetmek istiyor.
e-Ticaret’in %95’i lojistiktir
Türkiye’de bazı önde gelen pazaryerlerindeki satıcı sayısı yüz binleri geçti. Pazaryerlerinde toplamda 400 binin üzerinde satıcı var. Her gün milyonlarca sipariş geçiliyor. E-Ticaret’in platform tarafını bir tarafa bırakırsanız, kalan her şey lojistikle ilgilidir. Onun için e-ticaret’in %5’i sipariş ve ödemenin yönetimi ise, kalan %95’i lojistiktir. Bunun da önemli kısmı “depolama” ve “fulfillment” olarak ön plana çıkıyor. İşte tam bu noktada, Türk girişim DepOrtak gibi veri ve akıllı platformla beslenen, paylaşım ekonomisini dashboard’lara taşıyabilen arttırılmış-zeka destekli yaratıcı teknolojiler ve iş modelleri önümüzdeki yıllarda kendisini daha çok göstermeye başlayacaktır.
Türkiye’de, 5 yılda 20 milyon m2 yeni depolama alanı ihtiyacı olacak
2023 sonu itibariyle 15,5 milyon m2 kiralanabilir AVM alanının olduğu Türkiye’de, ticari depolama alanı sadece 16 milyon m2’dir. Türkiye ve büyüyen e-ticaret ekosistemi sadece önümüzdeki 5-6 yıl içinde ilave bir 20 milyon m2 ticari depolama alanına ihtiyaç duyulacaktır. Müthiş bir açık söz konusu ve depolama alanı ihtiyacı çok daha artacaktır. Depolama alanı ve depo talebi, arzdan fazla olduğundan, ortalama m2 depolama fiyatı, 3 yıl içinde 4-4,5 dolardan 8-10 dolar seviyelerine kadar yükseldi. Bu sadece, Türkiye’ye özel bir durum da değildir, Avrupa’da depolama ücretleri 4 yıl içinde iki kata varan oranda artış gösterdi.
DepOrtak, yeni nesil dijital depolama çözümü sunuyor
Önümüzdeki günlerde geleneksel depo arayışları yerini akıllı arayışlara ve akıllı kapasite yönetimlerine bırakacak. 30 bin m2 depolama alanı arayışı içinde olan bir ilaç şirketi, geleneksel bakış açısı ile 30 bin m2’yi tek parça yönetebileceği bir alan arayışı içinde olurdu. Oysaki bu ihtiyacının belki %60’ı ambalaj malzemesi, %30’ı ilaç hammaddesi, %20’si de doğrudan ilaç depolamak için olabilir. DepOrtak’ın yüksek teknolojili çözümü onlara 5-6 farklı yerde ve özellikte bu gücü veriyor. Hem de çok daha uygun maliyetle sağlıyor. Yine 3-5 bin palet dayanıklı ürünü 6 ay süreli depolamak isteyen bir marka, bu ürünü İstanbul dışında örneğin Kırşehir’de ya da Kütahya’da da depolayabilir. Ama orada kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek, uzaktan yönetebileceği bir deponun varlığından haberi bile bulunmuyor. İşte DepOrtak platformunun gerçek gücü burada açığa çıkıyor.
DepOrtak sadece, 8 ayda 900 bin m2 depolama alanına ulaştı
Mart 2023’te canlıya geçen, Türkiye’nin ve Avrupa’nın depolama alanında yeni nesil dijital platformu olan DepOrtak, 9 ayda Türkiye dahil 7 ülkede 900 bin m2 depolama alanını müşterilerinin aktif kullanımına sundu. e-Ticaret altyapılı, fulfillment destekli hizmetlerden, özel şartlı depolama alanlarına ve büyük çaplı depolama çözümlerine kadar, müşterilerine özel kişiselleştirilmiş hizmetler sunuyor. Müşterinin ihtiyaçlarına özel depolama alanlarının, hızla yaratılmasına katkı sağlıyor. Aktifinde 900 m2 depolama alanı olan DepOrtak 2,5 milyon m2 alana da 48 saat içinde dokunup, müşteri talebini teklife dönüştürebiliyor. DepOrtak ile Türkiye nüfusun %57’sine, büyüklüğünün (km2) %30’una ve GYSİH’nın %71’ine erişilmesini sağlayan depolama alanına ulaşılabilmektedir. DepOrtak, birleştirilmiş depolama (Connected Warehousing) teknolojileri ve e-ticaret için geliştirdiği son kilometre depoculuğu (The Last Mile Warehousing) iş modelleriyle, yeni nesil depolama çözümlerinde farkı yaratarak büyümeye devam ediyor.
Tırport ve DepOrtak iş birliği bulunuyor
Türkiye’nin en büyük dijital lojistik platformu Tırport ile organik iş bağı olan DepOrtak, müşterilerinin mallarının depolardan getirilmesine ve taşınmasına, güvenli ve hızlı çözümler üretebildiği gibi Tırport’un yüzlerce kurumsal müşterisine kısa ve orta vadeli gerçek-zamanlı, konum-tabanlı depolama çözümleri sunuyor. Lojistik sektöründe Türkiye’nin ve bölgenin en büyük dijital platformu olan Tırport, DepOrtak’ın nakliyede çözüm ortağıdır.
DepOrtak, Teknosa, Arvato gibi kurumsal müşterilerle büyüyor
Önde gelen perakende markalarıyla, Teknosa gibi sattığı ürüne Teknosa markası olarak sahip çıkan ve müşteri memnuniyetini iş modelinin merkezine koyan pazaryerleriyle, Arvato gibi tedarik zinciri süreçlerinde müşterilerine değer yaratmayı hedefleyen e-ticaret aktörleriyle çalışıyor. Türkiye’de 500 binin üzerinde e-ticaret yapan şahıs ve kurumsal şirket var. DepOrtak platform altyapısı sağlayan önde gelen teknoloji firmalarına, tak-çıkar(Plug & Play) modeli depolama çözümleri sağlayarak, e-ticaret yapan herkese, Avrupa ve Türkiye’de ihtiyaçlarına uygun uçtan uca lojistik ve depolama çözümlerini üretmeye devam edecektir.
Gıda ihracatçıları Londra’da 100’e yakın iş görüşmesi gerçekleştirdi
7 milyar doları aşan ihracat rakamına ulaşan Egeli gıda ihracatçıları, “Gıda Sektörlerinde Sürdürülebilir İhracat UR-GE Projesi”yle gıda ihracatında sürdürülebilirlik yetkinliklerini artırma çabasında.
Sürdürülebilirlikte öncü Ege İhracatçı Birlikleri, Ticaret Bakanlığı koordinasyonu ve desteğiyle İngiltere’nin başkenti Londra’da 6 – 9 Kasım 2023 tarihinde “Gıda Sektörlerinde Sürdürülebilir İhracat UR-GE Projesi” kapsamında gıda ürünleri sektörüne özel sektörel ticaret heyeti organizasyonu gerçekleştirdi.
Türkiye’nin üretim ihracatında dünyada lider olduğu kuru meyveden zeytin zeytinyağına meyve sebze mamullerinden baharatlara kadar pek çok ürün İngiltere pazarında tanıtıldı.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “İngiltere dördüncü en büyük ihracat pazarımız. 2022 yılında Türkiye’nin Birleşik Krallık’a ihracatı 12 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2023 yılı Ocak-Ekim döneminde ise 9,4 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Bu ihracatın yüzde 89’u sanayi üzerine. Türkiye sanayi ürün gruplarında İngiltere’nin en önemli tedarikçileri arasında. Ticaret Bakanlığımızın desteklediği Uluslararası Rekabetin Geliştirilmesi Projesi (UR-GE) kapsamında gıda sektöründe faaliyet gösteren ihracatçılarımızı bir araya getirerek, uluslararası pazarlarda sürdürülebilirlik teması altında yeni regülasyonlar ve standartlara uyum sağlayabilmelerini, rekabet güçlerini artırmayı hedefliyoruz. AB ve Gümrük Birliğinden ayrılan İngiltere ile ülkemiz arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması (STA) kapsamında müzakereler devam ediyor. STA’nın güncellenmesi ve yeni alanlara açılması ile birlikte ihracatımızın daha da artacağını öngörüyoruz. Verimli bir sektörel ticaret heyetini geride bıraktık. Türkiye ile İngiltere arasındaki ticaret hacminin gelişmesini arzuluyoruz.” dedi.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, “Türkiye’de tarım ürünleri organik ürün ihracatında lider konumdayız. Tarım ürünleri ihracatımızı son 1 yıllık dönemde yüzde 12 artırarak 7,3 milyar dolara taşıdık. 10 milyar dolar hedefimize ulaşmak ve gıda sistemimizin iyileştirilmesi için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Gıda Sektörlerinde Sürdürülebilir İhracat UR-GE Projesi kapsamında gerçekleştirilen heyet ile 10 Türk firmamız üretim ve ihracatında lider olduğumuz kuru meyve, su ürünleri, zeytin, zeytinyağı, bitkisel yağ, odundışı orman ürünleri, meyve sebze mamullerini gıda ithalatçısı İngiliz firmalara tanıttı. Türk gıda ihracatçılarımız İngiltere’den 35 firma ile toplam 100’e yakın ikili iş görüşmesi gerçekleştirildi. İngiltere ile ülkemiz arasındaki STA kapsamında müzakerelerin devam ettiğinden hareketle, Türkiye’den İngiltere’ye zeytinyağı ihracatında gümrük vergisinin sıfırlanmasının hemen hemen bütün ihtiyacını İspanya, İtalya gibi AB ülkelerinden karşılayan ve yıllık ortalama 70 bin ton zeytinyağı ithal eden İngiltere pazarında ülkemizin önemli bir pay edinmesi sağlanmış olacak. İkili temaslarda bu taleplerimizi dile getirdik. Bu temasların önümüzdeki süreçte ihracat rakamlarımıza olumlu yansımalarını göreceğiz. İngiltere’ye gıda ihracatımızı 2 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. İkili iş görüşmeleri yoluyla iki ülke arasındaki köprü olma vazifemizi en iyi şekilde ileriye götürmeye devam edeceğiz.” diye konuştu.
Hizmet, Perakende Ticaret ve İnşaat Güven Endeksleri, Kasım 2023
Güven endeksi hizmet sektöründe %2,4 azaldı, perakende ticaret sektöründe %1,9 azaldı, inşaat sektöründe %2,2 arttı
Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Kasım ayında bir önceki aya göre; hizmet sektöründe %2,4 oranında azalarak 110,9 değerini, perakende ticaret sektöründe %1,9 oranında azalarak 111,7 değerini ve inşaat sektöründe %2,2 oranında artarak 91,0 değerini aldı.