17. Uluslararası MEB Robot Yarışması Hazırlıkları Devam Ediyor, Kitap ve Eğlence İle Buluşan Fuara Ziyaret, diğer kültür-sanat, magazin-yaşam haberleri
17. Uluslararası MEB Robot Yarışması Hazırlıkları Devam Ediyor
21-24 Mayıs 2025 tarihleri arasında Kayseri’de gerçekleştirilecek olan MEB Robot Yarışması, Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü koordinasyonunda, Kayseri Valiliği İl Millî Eğitim Müdürlüğü yürütücülüğünde düzenlenecek; ortaokul, lise, üniversite ve yurtdışından katılacak yarışmacılar 15 farklı kategoride kıyasıya mücadele edecekler. Bu yılki organizasyona 30 ülkeden katılım beklenirken, toplamda 10.000 yarışmacı ve ekibin yarışma heyecanını paylaşması öngörülmektedir.
Konuyla ilgili açıklama yapan İl Milli Eğitim Müdürümüz Coşkun Esen ‘’Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Mesleki ve Teknik Eğitim niteliğinin artırılması, toplumda farkındalık oluşturulması, girişimci ve rekabetçi bireyler yetiştirilmesi, endüstriyel ve teknolojik gelişmelerin tanıtılması amacıyla ilimizde 17.’si düzenlenecek olan MEB Robot Yarışması hazırlıkları tüm hızıyla devam etmektedir. Sayın Valimiz Gökmen Çiçek başkanlığında Büyükşehir Belediye Başkanımız Memduh Büyükkılıç’ın destekleriyle ilimizde yaklaşık 10.000 kişinin katılacağı festival havasında gerçekleşecek olan ve Kayseri’nin her caddesinde teknolojinin konuşulacağı MEB Robot Yarışması’na teknoloji tutkunlarını, girişimci gençleri ve tüm Kayseri halkını bu büyük teknoloji şölenine davet ediyoruz.’’ dedi.
📍 Tarih: 21-24 Mayıs 2025
📍 Yer: Kayseri
MEB Robot yarışması ile ilgili medya içerikleri: https://bulut.meb.gov.tr/app/tr-TR/Dosya/Paylas/MEBBulut/1ccf96b4-3d0e-4c29-8f75-a70bcd6c7f09
SN Kategori Yer
1 İnsansız Hava Aracı (Mini Drone) Kadir Has Kongre Merkezi Park Alanı
2 Temel Seviye Çizgi İzleyen (Ortaokul) Kadir Has Kongre ve Spor Merkezi
3 İleri Seviye Çizgi İzleyen Kadir Has Kongre ve Spor Merkezi
4 Labirent Ustası Kadir Has Kongre ve Spor Merkezi
5 Tozkoparan (Ortaokul) Kadir Has Kongre ve Spor Merkezi
6 Yumurta Toplama Kadir Has Kongre ve Spor Merkezi
7 Endüstriyel Robotik Kol Kadir Has Kongre ve Spor Merkezi
8 Mini Sumo Kadir Has Kongre ve Spor Merkezi
9 Otonom Araç Kadir Has Kongre ve Spor Merkezi
10 Tasarla Çalıştır (Ortaokul) Kadir Has Kongre ve Spor Merkezi
11 Tasarla Çalıştır (Lise ve üzeri) Kadir Has Kongre ve Spor Merkezi
12 Serbest Proje (Ortaokul, Lise ve Üzeri) Kadir Has Kongre ve Spor Merkezi
13 RC Sabit Kanat Uçak Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi
14 Su Altı Araç Kocasinan Yakut Akademi Yüzme Havuzu
15 Su Üstü Araç (Ortaokul) Kocasinan Yakut Akademi Yüzme Havuzu
MEB Robot yarışması ile ilgili medya içerikleri: https://bulut.meb.gov.tr/app/tr-TR/Dosya/Paylas/MEBBulut/1ccf96b4-3d0e-4c29-8f75-a70bcd6c7f09
BÜYÜKKILIÇ, ÇOCUKLARIN KİTAP VE EĞLENCE İLE BULUŞTUĞU FUARI ZİYARET ETTİ
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, 2’nci Çocuk Kitap Fuarı ve Şenliği’ni ziyaret ederek, minik kitapseverlerle buluştu.
Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, şehrin kültürel hayatına önemli katkılar sağlayan 2’nci Çocuk Kitap Fuarı ve Şenliği’ni ziyaret etti. Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi’nde gerçekleşen etkinlik, miniklerin kitapseverliklerini pekiştirmek, kitap dünyasına adım atmalarını sağlamak için renkli bir atmosfer sunarken, Başkan Büyükkılıç, fuar alanında çocuklar ve aileleriyle bir araya geldi.
Büyükkılıç, şehri daha çok okuyan ve öğrenmeye değer veren bir geleceğe taşımak için emek vermeye devam edeceklerini belirtti.
18 Nisan’da kapılarını açan ve 27 Nisan Pazar günü sona erecek olan etkinliğin kitapsever çocukları bir araya getirdiğini söyleyen Başkan Büyükkılıç, Spor A.Ş., KAYMEK ve Kayseri Bilim Merkezi gibi birimlerinin de çocukların hem fiziksel hem de zihinsel gelişimlerine katkı sağlayacak stantlar kurarak, miniklere unutulmaz bir deneyim sunduklarını ifade etti.
Çocuklar ve aileler ise Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ne ve Başkan Büyükkılıç’a, bu anlamlı organizasyonu gerçekleştirdikleri için teşekkürlerini ilettiler.
Gezegenin korunmasında yalıtımın dönüştürücü gücü
Gezegenin karşı karşıya olduğu iklim ve çevre kirliliği gibi tehditlere dikkat çekmek amacıyla her yıl 22 Nisan’da kutlanan Dünya Günü kapsamında açıklamalarda bulunan ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan, enerji verimliliği ve çevresel sürdürülebilirliğin sağlanmasında yalıtımın kritik rol oynadığını vurguladı.
Günümüzde doğal kaynakların hızla tükenmesi, iklim krizinin derinleşmesi ve çevre kirliliğinin artması, gezegenimizin geleceğini tehdit eden en kritik konuların başında geliyor.
Birleşmiş Milletler’e göre, 2025 yılı itibarıyla dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 50’si su kıtlığı yaşayan bölgelerde yaşayacak. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) 2024 raporuna göre ise küresel enerji talebi son 10 yılda yüzde 25’in üzerinde arttı. Bu artış, iklim krizinin etkilerini daha da hızlandırıyor. Enerji kaynaklarının büyük kısmının hâlâ fosil yakıtlardan karşılandığı günümüzde, karbon emisyonlarını düşürmek için enerji tüketiminde verimliliğin artırılması gerekiyor. İnsan yaşamının devamlılığı için kritik öneme sahip olan Dünya’nın korunması, tüm sektörlerin sorumluluk almasını gerektiriyor. Bu doğrultuda her yıl 22 Nisan’da kutlanan Dünya Günü, gezegenimizin geleceğine yönelik toplumsal farkındalığın artırılmasına önemli katkı sağlıyor.
Enerji verimliliğinde yalıtımın gücü
Binalarda enerjinin verimli kullanılmasının, özellikle iklim değişikliğiyle mücadelede kilit öneme sahip olduğunu söyleyen ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan, “İklim değişikliği, gezegenimizin karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biri. Bu nedenle her sektörün, çevreye duyarlı çözümler geliştirerek bu mücadeleye katkı sağlaması gerekiyor. Dünya nüfusu ve kentleşme hızla artarken, Birleşmiş Milletler’e göre 2050’de nüfusun yüzde 68’i şehirlerde yaşayacak. Bu durum, şehirlerin enerji verimliliğine daha fazla odaklanmalarını zorunlu kılıyor. Binalar ve endüstriyel tesisler, toplam enerji tüketiminin büyük bir kısmını oluşturduğundan, enerji verimliliği için yalıtım çözümleri kritik bir rol oynuyor. Doğru yalıtım yöntemleri, binaların ve sanayi tesislerinin enerji tüketimini önemli ölçüde düşürerek doğal kaynakların daha verimli bir şekilde kullanılmasını mümkün kılıyor.” dedi.
Çevre bilinci ve enerji verimliliği konusundaki endişelerin, yapı sektöründe doğru yalıtımın önemini ön plana çıkardığını vurgulayan Ozan Turan, “Türkiye’nin enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 35’ini endüstri tesislerinin oluşturduğu bir dönemde, sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği giderek daha fazla önem kazanıyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı ve ABD’nin Paris İklim Anlaşması’na geri dönmesi gibi küresel gelişmeler, enerji verimliliğinin dünya çapında öncelikli bir konu olmasını sağlıyor. Enerji verimliliği ve karbon ayak izinin azaltılması için atılacak en temel adımlardan biri, doğru yalıtım yöntemlerinin ve malzemelerinin kullanılması olarak öne çıkıyor. Doğru yalıtım uygulamaları, binaların ve endüstriyel tesislerin enerji ihtiyacını önemli ölçüde azaltarak doğal kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlıyor. Bu durum, sera gazı emisyonlarının azalmasına ve dolayısıyla çevrenin korunmasına büyük katkıda bulunuyor” ifadelerini kullanıyor.
Binalar enerjinin yüzde 40’ını tüketiyor
Tüm dünyada enerjinin yaklaşık yüzde 40’ının binalarda tüketildiğini söyleyen Ozan Turan, “Binalar ayrıca karbondioksit emisyonlarının yüzde 40’ından, elektrik tüketiminin yüzde 71’inden sorumlu. Bu veriler, bina yalıtımının çevresel etkilerini doğrudan azaltma potansiyelini ortaya koyuyor. Sadece bina ve tesislerde yapılan yalıtım uygulamalarıyla enerji verimliliğinde ciddi artışlar elde etmek mümkün. Üstelik yalıtım, bina maliyetinin yalnızca yüzde 3’ünü oluşturuyor ve artan enerji maliyetleri göz önünde bulundurulduğunda, ortalama 2-3 yıl içinde kendini amorti ediyor” ifadelerini kullanıyor.
3 OSCARLI “ZORBA” GİRİT’TEN SİDE’YE KÜLTÜR VE LEZZET FESTİVALİ’NDE İZLENDİ
Yönetmenliğini Michael Cacoyannis’in yaptığı, başrollerini Anthony Quinn (Alexis Zorba), Alan Bates (Yazar – Basil), Irene Papas (Dul kadın) ve Lila Kedrova’nın (Madame Hortense) paylaştığı, 1964 yapımı Zorba filmi, festivalin son gününde Antik Liman Side Kültür Evi’nde dev ekrana yansıtıldı.
Hikâyesi Girit’te geçen film, Anthony Quinn’in sirtaki dansıyla hafızalara kazındı
İngiltere’de yaşayan içine kapanık bir yazarın, Girit Adası’nda babasından kalan maden işine bakmak üzere Yunanistan’a gitmesiyle başlayan hikâyesini konu alan, yaşamın anlamı, ölüm, aşk, özgürlük ve insan doğasına dair derin temalarla örülü olan Zorba, 1965 yılında 3 dalda Oscar ödülü kazanmıştı. Başrolde Anthony Quinn (Alexis Zorba) ve Alan Bates’in (Basil) oynadığı film, Lila Kedrova’ya “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu”, Walter Lassally’e “En İyi Siyah-Beyaz Görüntü Yönetmeni”, Vassilis Photopoulos’a “En İyi Sanat Yönetimi (Siyah-Beyaz)” ödüllerini getirmişti. Mikis Theodorakis’in bestelediği ve son sahnede Anthony Quinn ve Alan Bates’in dans ettiği ünlü “Sirtaki”müziğiyle hafızalara kazınan film, sinema tarihinin en ikonik anlarından biri olarak yorumlanıyor.
Sayım Çınar, Kerem Akça ve Mustafa İri’den derinlikli söyleşi
Zorba filminin özel gösteriminden sonra Hürriyet Gazetesi Yazarı ve Suare Dergi Yayın Danışmanı Sayım Çınar’ın moderatörlüğünde Sinema Yazarı Kerem Akça ve Kültür Sanat Yazarı Mustafa İri, Nikos Kazantzakis’in ölümsüz karakteri Zorba üzerinden hayata, özgürlüğe ve tutkulara dair derinlikli bir söyleşi gerçekleştirdi. Festivalin ev sahibi Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, hikâyesi Girit’te yaşanan ve Girit’te çekilen bir filmin Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nde gösterilmesinden büyük mutluluk duyduklarını belirtti. Bu filmin festival programına alınması fikrini veren Sayım Çınar’a, eserin verdiği mesajların Manavgatlı sinemaseverler tarafından daha iyi anlaşılması konusunda yorumlarda bulunan yazarlar Kerem Akça ve Mustafa İri’ye katkılarından dolayı teşekkür plaketi verdi.
SİDE’YE ENTELEKTÜEL DOKUNUŞ, SANATLA YENİDEN DOĞUŞ
Manavgat Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nde Etki Derneği çatısı altında bir araya gelen sinema dünyasının usta isimleri Side’nin kültür, sanat ve gastronomi ile yeniden doğan bir kent kimliğine bürünmesine entelektüel pencereden bakış açısı getirdi.
Festivalin ikinci gününde Apollon Tapınağı’nda kurulan sahnede düzenlenen “Side’nin Yeni Anlatısı” isimli söyleşide Etki Derneği kurucularından Oyuncu Güven Kıraç ve Ebru Koralı, yönetmenler Serdar Akar ve Vedat Atasoy, Manavgat Belediyesi’nin Türkiye’de az örneği bulunan “gastrodiplomatik” bir organizasyona imza attığına vurgu yaparak Akdeniz havzasındaki göçlerin, etkileşimlerin izlerini sürdü. Kimlik ve kültürel hafıza ile stratejik dönüşüm ve katılım konularını irdeleyen Etki Derneği’nin sanatçı üyeleri kültür, sanat ve gastronominin sadece ziyaretçiye sunulan birer ürün değil bir kentin ruhunu görünür kılan araçlar olduğunu vurguladı.
“Side, yeni konuşulan hikâyelerin de şehri olmak istiyor”
Söyleşinin moderatörlüğünü de yürüten Oyuncu Ebru Koralı, “Side, artık sadece denizin, güneşin değil, yeni konuşulan hikâyelerin de şehri olmak istiyor. Bu dönüşümün lokomotifi kesinlikle kültür ve sanat içerikli üretim olmalı. Müzik, edebiyat, yerel festivaller olmalı. Bunlar turisti sadece konuk değil, hikâyeye ortak eden araçlardır.” dedi.
Kamusal sanat ve kültürel etkinliklerin Side’nin kültürel mirasıyla bütünleşmesiyle nelerin değişeceğini irdeleyen Ebru Koralı, “Kültür ve sanat alıcılarının rotası Side’ye döner. Side, küresel ölçekte daha katma değerli bir turizm destinasyonuna dönüşür. Bir kentle bağ kurmak için hikâyeye ihtiyaç vardır. Kamusal alandaki sanat eserleri, özellikle yerel dokudan beslenenler, turistin zihninde o kente dair özgün bir iz bırakır. Günümüz gezginleri deneyimlerini belgelemek istiyor. Estetik açıdan güçlü sokak sanatı, sosyal medyada paylaşılan karelerle destinasyonun görünürlüğünü artırır. Sanat, sadece bakılan değil, dâhil olunan bir şey olduğundan turistin deneyimi dönüşür. Turizm sezonu denilen dönem ortadan kalkar. Yılın 12 ayı tercih edilen bir destinasyona dönüşür. Bu pencereden baktığımızda Side artık bir tatil yöresi değil, bir anlatı alanı. Tarihiyle konuşan, sofralarıyla bağ turan, sokaklarında sanat dolaşan bir şehir.” diye konuştu.
“Kültür ve sanat odaklı ajanda oluşturmak mümkün”
Oyuncu Güven Kıraç ise Side’nin antik kalıntılarıyla, tiyatrolarıyla, mabetleriyle kültürün izlerini taşıyan kadim bir yerleşim olduğunu, kentin tarihini Girit’ten göçen insanların şekillendirdiğini belirtti.
Side’nin geleceği için kültür ve sanatla dönüşüm zamanının geldiğini belirten Güven Kıraç, “Kültür ve sanat yatırımlarını artırarak, etkinliklerle dolu bir ajanda oluşturarak, sadece deniz, kum ve güneş değil, yılın 12 ayına yayılmış bir turizm anlayışıyla Side’nin potansiyelini sonuna kadar değerlendirebiliriz. Bu şekilde oteller dolup taşacak, yoğunluk asla düşmeyecek. Side’nin cazibesini yılın her ayında sürdürmek, bölgeyi sürekli canlı tutacak, ziyaretçilerine 12 ay boyunca buraya gelmeleri için sebepler sunacak. Eylül ayında bir jazz festivali, ağustosta başka bir etkinlik, ekim ayında farklı bir organizasyon… Topyekûn bir kültür ve sanat odaklı ajanda oluşturmak mümkün. Gastronomi, tiyatro festivalleri, sinema günleri, heykel sempozyumları, resim sergileri gibi etkinliklerle buranın zengin kültürünü ve tarihini her yönüyle tanıtabiliriz.” dedi.
Güven Kıraç, Etki Derneği olarak Side’nin sanatla, kültürle tanıtımı için her türlü projede iş birliğine hazır olduklarını duyurdu.
“Side’de çok ilginç ve etkileyici hikâyeler bulduk, sinema filmi çekeceğiz”
Yönetmen Serdar Akar da şehirlerin tanıtımında sinemanın gücünün etkisinin büyük olduğunu, Side’de buldukları çok ilginç ve etkileyici hikâyeleri birini sinema filmi olarak çekeceklerini söyledi. Serdar Akar, “Sinema, sadece turistleri çekmekle kalmaz, aynı zamanda o şehre ait kültürleri de dünyaya tanıtır. Hepimizin bildiği gibi, Avrupa’yı görmek, Paris’te, Roma’da vakit geçirmek birçok insan için bir hayaldir. Çünkü bu şehirler tarih, kültür ve sanatla özdeşleşmiştir. Side de tam böyle bir yer. Burası, adeta bir açık hava müzesi gibi, bir platonun içinde gibiyiz. Bir sanatçı olarak, Side’nin kültür ve sanatla şahlanabileceğine inanıyorum. Çünkü zaten Apollon Tapınağı’nın hemen yanındayız; yani sanatın ve sanatçının tanrısının olduğu bu şehirde, sanat her şeyin merkezinde olmalı.” diye konuştu.
“Side artık doğru yemekler, kaliteli mekânlar ve büyüleyici bir kültürel altyapıya sahip”
Yönetmen Vedat Atasoy ise büyük şehirler ve popüler turizm destinasyonlarının kendi kimliklerini güçlü bir şekilde tanıttığına dikkati çekti. Sinemanın Side’nin tanıtımında etkili bir araç olacağını aktaran Vedat Atasoy, “İnsanlar bir yere geldiğinde, sadece tatil yapmak değil, o yerin kültürünü, sanatını da deneyimlemek isterler. Eğer Side’nin kültürel ve sanatsal hayatını daha da geliştirebilirsek, bu şehri çok daha cazip hale getirebiliriz.” dedi. Side’de yaşayan, Side’yi yöneten insanların vizyoner olmasının kentin en büyük şansı olduğuna dikkati çeken Vedat Atasoy, “Side artık doğru yemekler, kaliteli mekânlar ve büyüleyici bir kültürel altyapıya sahip. Fakat bunun devamlı olarak daha iyiye gitmesi lazım. Yani sadece geçen yıl yapılan bir etkinlik değil, her yıl yeni ve daha gelişmiş etkinlikler olmalı. Bu da Side’nin kalitesini sürekli yükseltecektir.” değerlendirmesini yaptı.
Söyleşinin sonunda festivalin ev sahibi Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, Etki Derneği üyelerine plaket vererek teşekkürlerini sundu.
Avrupa’nın En Büyük Kariyer Fuarı Kocaeli’de Kapılarını Açıyor
Türkiye’nin önde gelen kurumları ile üniversite öğrencileri ve mezunlarını bir araya getirecek olan Marmara Kariyer Fuarı (MARMARAKAF), istihdam ve staj köprüsü kurmak için kapılarını açıyor. Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi koordinasyonunda, 14 üniversitenin paydaşlığı ve Kocaeli Valiliği ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin iş birliğiyle 28-29 Nisan tarihlerinde Kocaeli Üniversitesi’nin ev sahipliğinde Kocaeli Kongre Merkezi’nde düzenlenecek fuar, katılımcılara kariyer yolculuklarında önemli bir katkı sunmayı hedefliyor.
Genç yeteneklerle iş dünyası arasında güçlü bir köprü kurmayı amaçlayan Yetenek Her Yerde Bölgesel Kariyer Fuarları, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi (CBİKO) koordinasyonunda aralıksız devam ediyor. Bu önemli organizasyonun bir parçası olan Marmara Kariyer Fuarı (MARMARAKAF), geçtiğimiz yıl Kocaeli Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşerek 1142 firma, 103 bin ziyaretçi ve 771 etkinlikle Avrupa’nın en büyük kariyer fuarı unvanını elde etti.
CBİKO tarafından ise “En Etkin Bölgesel Kariyer Fuarı” ödülüne layık görülen MARMARAKAF’ın 28-29 Nisan 2025 tarihlerinde yeniden Kocaeli Üniversitesi ev sahipliğinde, Kocaeli Kongre Merkezi’nde düzenlenmesine karar verildi.
CBİKO koordinasyonunda, 14 üniversitenin iş birliği ve Kocaeli Valiliği ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle hayata geçirilecek fuar, katılımcılarına staj ve iş olanaklarının yanı sıra sektör liderleriyle doğrudan iletişim, ilham verici söyleşiler ve kariyer geliştirici etkinlikler sunacak. Fuar, gençlerin kariyer yolculuklarında kritik bir rol oynamaya devam ederken, iş dünyası için de nitelikli yeteneklere ulaşma platformu sunmayı sürdürüyor.
“Geleceğin Stratejik İnsan Kaynağına Yapılan En Değerli Yatırım”
Geçtiğimiz yıl yapılan fuar ile genç yeteneklerimizle iş dünyasının güçlü temsilcileri arasında ilham verici bir ‘hikâye’ yazdıklarının altını çizen Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, “Bu yıl ise tüm değerli paydaşlarımızla omuz omuza vererek bu başarıyı bir ‘romana’ dönüştüreceğiz. Marmara Kariyer Fuarı (MARMARAKAF), salt bugünün ihtiyaçlarına cevap veren bir buluşma noktası olmanın çok ötesinde bir anlam taşıyor. O, aslında iş dünyası için geleceğin stratejik insan kaynağına yapılan en değerli yatırımdır.
Çünkü MARMARAKAF, sadece CV’lerin oluşturulduğu bir platform değil, aynı zamanda Türkiye’nin yarınlarını şekillendirecek olan gençlerin sınırsız potansiyellerini keşfedecekleri, kendilerini ifade edebilecekleri ve hayallerine giden yolda ilk adımlarını güvenle atabilecekleri bir ‘köprü’ vazifesi görüyor. İşte bu vizyonla, Kocaeli Üniversitesi ev sahipliğinde böylesine büyük ve anlamlı bir organizasyona ikinci kez ev sahipliği yapmaktan ve Türkiye’mizi Avrupa sahnesinde başarıyla temsil etmekten tarifsiz bir gurur duyuyoruz” dedi.
Geçen yıl rakamlarla rekor kırdı
Geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen performans analizleri, Marmara Kariyer Fuarı’nın (MARMARAKAF) sadece bir etkinlik olmanın ötesinde, gerçek istihdam fırsatlarının doğduğu bir platform olduğunu çarpıcı verilerle ortaya koyuyor.Elde edilen sonuçlara göre, fuara katılan her firma ortalama 676 stant ziyareti alırken, firmalar ortalama 96 CV topladı ve bu CV’lerin etkileyici bir oranla %66’sı ile doğrudan iletişime geçildi. Öğrenciler cephesinde ise her bir öğrenci ortalama 30 farklı firma ile temas kurarken, bu temasların ortalama üçü doğrudan geri dönüşle sonuçlandı. Bu oranlar, nitelikli istihdam arayışındaki firmalar ile kariyer yolculuğunun başındaki gençleri etkin şekilde buluşturan fuarın, ülke ekonomisi ve insan kaynağı açısından stratejik bir organizasyon olduğunu gösteriyor.
Fuar Gençlerin Kariyer Yolculuklarına Işık Tutuyor
Fuar, sadece iş ve staj imkanlarıyla değil, aynı zamanda düzenleyeceği birbirinden değerli etkinliklerle de gençlerin kariyer yolculuklarına ışık tutacak. Fuar boyunca “Yerel Yönetimler ve Kariyer”, “Sanayi ve Kariyer”, “Otomotivdeki Kariyer Fırsatları” gibi özel panellerde, belediye başkanları, Organize Sanayi Bölgesi (OSB) yöneticileri ve sektörün önde gelen temsilcileri öğrencilerle bir araya gelerek deneyimlerini paylaşacak ve geleceğin mesleklerine dair önemli bilgiler aktaracaklar.
Gençler, fuar süresince sadece potansiyel işveren firmalarla değil; aynı zamanda kendi kariyer öyküleriyle ilham kaynağı olan birbirinden önemli isimlerle de buluşma fırsatı yakalayacaklar. Programda yer alacak özel konuşmacılar, gençlere kariyer hedeflerine ulaşma konusunda motivasyon sağlayacak ve yol gösterecekler.
Fuara katılım sağlamak isteyen öğrenci ve mezunların, Yetenek Kapısı web sitesi üzerinden kayıt işlemlerini tamamlamaları gerekiyor.
ÜNLÜ ŞEFLER, SİDE’DE GİRİT LEZZETLERİYLE GASTRONOMİ ŞÖLENİ YAŞATTI
Toplumların tarihini, geleneklerini, kimliklerini tattırarak anlatan en lezzetli kültürel miras olan gastronomi ile turizmdeki marka değerini artırmayı amaçlayan Manavgat’ta dünyaca ünlü mutfak şefleri, sanatsal dokunuşlarla her tabağa Girit lezzetleriyle imza attı.
Manavgat Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştiren Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nin ikinci düzenlenen tadım etkinliğinde lezzet sihirbazları Maria Ekmekçioğlu, Esat Özata, Dilek Yetkiner, Pasquale Lembo, Apostolos Altanis, Ioannis Koufos ve Argyrios Kontakis, Girit mutfağının efsanevi yemeklerini hazırladı. Girit, Selanik, İtalya, İstanbul ve İzmir’den Side’ye gelen duayen şefler, “Norma”, “Karides Saganaki”, “Kreto Pitaka”, “Sakız Enginarlı Kabak Çiçeği Dolması”, “Balkabaklı Otlu Köfte, “Katsikaki Me Maratho Ke Askolimbrus” isimli yemeklerin reçetelerini, püf noktalarını Girit mutfağındaki yerini detaylarıyla anlattı.
Side Antik Liman’daki lezzet şöleninde Manavgat Belediye BaşkanıNiyazi Nefi Kara, dünya mutfak kültüründe doğallığın ve sağlıklı yaşamın temsilcisi olarak öne çıkan, zeytinyağlıları, yabani otlarla yapılan yemekleri, taze deniz ürünleri ve damakta iz bırakan mezeleriyle Akdeniz’in en rafine lezzetlerini sunan Girit mutfağını modern dokunuşlarla yorumlayan mutfak şeflerine teşekkür etti.
“Manavgat, lezzetin, kültürün ve sürdürülebilir turizmin yıldızı olsun istiyoruz”
Mübadele öncesi Manavgat’a göçen Giritlilerin köklü kültürleri, misafirperverlikleri ve eşsiz mutfak mirasıyla Side’nin tarihine lezzet kattığını, bu kadim kenti Akdeniz’in en özel buluşma noktalarından biri haline getirdiğini vurgulayan Başkan Kara, “Girit’in yemek tariflerini Side’nin tarihi atmosferiyle buluşturarak bu toprakların zenginliğini dünyayla paylaşmaktan gurur duyuyoruz. Manavgat, denizi, güneşi, doğal güzellikleri ve tarihi değerlerinin yanı sıra gastronomi zenginlikleriyle de gözde bir turizm destinasyonu olsun istiyoruz. Manavgat, lezzetin, kültürün ve sürdürülebilir turizmin yıldızı olsun istiyoruz. Çeşitliliğimizi unutmadan, unutturmadan koruyacağız ve geliştirmeye devam edeceğiz. Her bir değerimize yenilerini ekleyerek yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz.” dedi.
Tadım etkinliğini, Mersin Büyükşehir Belediyesi Halk Dansları Grubu’nun gösterisi renklendirdi. Denizin özgürlüğünü ve yüzyılların direncini aynı ezgide buluşturan bir ruhun sesi olan Girit müzikleriyle yapılan danslar, büyük alkış topladı.
Önemli isimler, mutfak kültürüyle kurulan Girit-Side dostluğunu anlattılar
Festivalin bir başka önemli etkinliği “Girit’ten Side’ye Lezzet Yolculuğu” isimli söyleşi oldu. Apollon Tapınağı’nın yakınındaki sahnede Saray ve Kültür Tarihçisi Çağrı Başkurt’un moderatörlüğündeki söyleşide Şef-Ege ve Mübadil Mutfağı Uzmanı Dilek Yetkiner, Uluslararası Tarım Derneği Başkanı Seda Özel, Şef-Yazar-Türkiye ve Girit Gastronomi İlişkileri Temsilcisi Maria Ekmekçioğlu’nun konuşmalarını meydanı dolduran yüzlerce kişi ilgiyle dinledi.
Dilek Yetkiner, Girit ile Side arasında sofranın birleştirici gücünün çok yüksek olduğuna vurgu yaptı. Girit mutfağını “Çok duygusal, çok sağlıklı ve hikâyelerle dolu” olarak tanımlayan Dilek Yetkiner, ortaya çıkarılan lezzetlerde zeytinyağı, domates, patates ve peynirin rolünün fazla olduğunu anlattı.
Seda Özel ise “Giritliler Side’ye ne getirdi, Girit’ten ne götürdü” sorusu üzerinden düşüncelerini paylaştı. Manavgat’ın bitki çeşitliliği açısından çok zengin bir bölge olduğunu belirten Seda Özel, Side’de Yörük kültürü ile Girit kültürünün sentezinin ortaya çıktığını anlattı. Anadolu şehirlerine yerleşen Giritlilerin, zeytin üretimi, zeytinyağının farklı tekniklerle lezzetinin artırılması, bağcılık, üzüm ve enginar üretiminde İzmir, Muğla, Antalya ve Mersin bölgesine büyük katkılar sağladığını anlattı.
Maria Ekmekçioğlu ise “Girit’ten Side’ye, Side’den Girit’e uzanan büyük hikayenin” birleştirici bir yolculuk olduğunu söyledi. Festival için hazırlık yaparken Girit yemeklerinde kullanılan otların Türkçe isimlerini öğrenmek için çok uğraş verdiğini anlatan Maria Ekmekçioğlu, Side’ye geldiğinde özellikle otların Girit’teki isimleriyle bilinmesinin kendisini çok şaşırttığını dile getirdi. Maria Ekmekçioğlu, Side’de sofralar kurarak dostluğu, kardeşliği güçlendirdiklerini, birlikte yaşamanın güzelliklerini keşfetmeye devam edeceklerini dile getirdi.
Söyleşinin finalinde Manavgat Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara, konuşmacılara festival anısına teşekkür plaketleri takdim etti.
Akıllı Üretim ve Dijital Dönüşüm (SManDiT) ve Sürdürülebilir İnovasyon ve Döngüsel Sanayi (SINaCI) kategorilerinde finale kalan 22 girişimci firma, yoğun katılımla geçen iki gün boyunca projelerini jüri üyelerine sundular. Aynı zamanda yatırımcılar ve sektör temsilcileriyle doğrudan temas kurarak projelerini tanıtma, iş birliği fırsatlarını değerlendirme ve networking yapma fırsatı elde ettiler.
Finalist sunumlarının ardndan gerçekleşen jüri değerlendirmeleri sonucunda; Akıllı Üretim ve Dijital Dönüşüm (SManDiT) kategorisinde Yapar3D, Sürdürülebilir İnovasyon ve Döngüsel Sanayi (SINaCI) kategorisinde ise Alloy Additive birinciliğe layık görüldü. Başarı sertifikalarını ve ödüllerini Sabancı Üniversitesi Tümleştirilmiş Üretim Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (SU-IMC) direktörü Devrim Özaydın tarafından takdim edilen başarılı girişimciler etkinlik boyunca yatırımcılar, teknoloji liderleri, kurumsal firma yöneticileri ile bir araya gelerek güçlü bir etkileşim ortamı oluşturma fırsatı elde ettiler.
Birbirinden değerli konuk konuşmacıların sektörel bilgi ve deneyimlerini paylaştıkları bu iki gün boyunca, katılımcılar güncel teknolojiler, yenilikçi iş modelleri ve sürdürülebilir üretim yaklaşımları hakkında ilham verici bilgiler edinme fırsatı buldular. DiMAP Tech Challenge programı sayesinde, her iki kategoride de ilk üçe giren girişimciler ve sunum yapan tüm finalistler, küresel pazarlara açılma, yatırımcı desteği alma ve sektörün önde gelen aktörleriyle iş birliği yapma olanaklarına sahip olacaklar.
UMUDUNU BİRLİKTELİKTEN ALAN BİR ÇAĞRI: SATTAS’TAN “ÇIPLAK KRAL”
Sattas, kısa bir aranın ardından yepyeni teklisi “Çıplak Kral“ı müzikseverlerin beğenisine sundu.
İlk notadan itibaren başkaldırı ruhunu yansıtan parça, derin bir umutsuzluktan kol kola vererek özgürleşmenin hikâyesini anlatıyor. Yanlışları korkusuzca gösteren, onları düzeltmenin yolunu tüm toplumda arayan “Çıplak Kral”, umudunu birliktelikten alan güçlü bir çağrı niteliğinde.
Parçada:
Bas gitarda Öykü Gülata,
Davulda Cenk Güngör,
Elektrik gitarlarda Batu Kurnaz,
Klavyede Gonca Feride Varol yer alıyor.
Nefesli kadrosunda ise:
Alto saksafonda Mehmet Ali Özay,
Tenor ve bariton saksafonda Emir Erünsal,
Trompette Barış Doğukan Yazıcı eşlik ediyor.Sözleri ve vokali grubun öncüsü Orçun Sünear‘a ait olan şarkı, Akustikhane stüdyolarında Eren Turgut yönetiminde kaydedilirken; mix ve mastering Cihan Mert Karayazı tarafından tamamlandı.
Akustikhane Records etiketiyle yayımlanan teklinin kapağında, “kralın çıplaklığı” imgesiyle genç nesiller karşısında gücünü yitiren iktidarı betimleyen Zafer Tunç Resuloğlu imzalı bir illüstrasyon yer alıyor.
Dünyaca Ünlü, Davranışsal Bilimle Kurum Kültürünü Dönüştüren Global Düşünce Lideri Ivan Palomino İstanbul’a Geliyor!
Ivan Palomino, davranış bilimi, öğrenme tasarımı ve işyeri dönüşümü alanlarında küresel çapta tanınan bir uzmandır. PeopleKult’un kurucu ortağı olarak, nörobilimle en yeni öğrenme teknolojilerini birleştirerek kurumların sürekli öğrenme, yenilikçilik ve uyum kültürü inşa etmelerine katkı sunmaktadır.
The Rough Guide to Awesome Leadership kitabının yazarı ve Growth Hacking Culture podcast’inin sunucusu olan Palomino, liderlik gelişimi ve kültürel dönüşüm alanında yenilikçi yaklaşımıyla öne çıkar. Eğitim stratejilerinde, psikolojiyi dijital öğrenmeyle birleştirerek bilgi tüketiminin ötesine geçen, gerçek davranış değişimini hedefleyen çözümler geliştirir.
EdTech 2025 tarafından “Dünyanın En İyi 50 Küresel Düşünce Lideri” arasında gösterilen Palomino, liderleri geleneksel eğitim anlayışını yeniden düşünmeye ve modern iş yerinde öğrenmenin nasıl daha kalıcı, etkili ve insana odaklı hâle getirilebileceğini keşfetmeye davet eder.
Kendisini Global HR Summit 2025’te ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz.
Özgür Aydın’ın “Sympathy” Albümüne Global Music Awards’tan Ödül
Türkiye’de blues ve rock türünde kendine özgü bir çizgide üretimlerini sürdüren müzisyen Özgür Aydın, “Sympathy” adlı son albümüyle uluslararası bir başarıya daha imza attı. USA Global Music Awards kapsamında düzenlenen enstrümantal müzik kategorisinde Bronz madalya kazanan Sympathy, orijinalliği önceleyen bu prestijli organizasyon tarafından ödüle değer görüldü.
Dünyanın dört bir yanından klasik, caz, etnik, blues, folk, film müziği ve daha birçok alanda üretim yapan müzisyenlerin katıldığı Global Music Awards, sadece müziğin özgünlüğüne ve liyakate dayalı değerlendirme kriterleriyle dikkat çekiyor. Özgür Aydın, Sympathy ile bu değerlendirme sürecinden başarıyla geçerek uluslararası alanda takdir topladı.
On Air Music Co. markasıyla yayımlanan albüm, “birlikte yaşam” fikrini merkeze alırken; sanatçının blues ve rock türleri arasında kurduğu derin duygusal geçişlerle öne çıkıyor. Tüm kayıt ve prodüksiyon süreci Antalya’daki kendi stüdyosu Supernova Music Lab’de gerçekleşen albümde, Aydın yine tüm detaylarıyla birebir ilgilendi.
Sympathy albümünü tüm dijital müzik platformlarında dinleyebilirsiniz.
Spotify: https://open.spotify.com/album/2Bhzk5o8A6WpB7ybqenZ2k?si=w-uHX2CmQfWgCk5oQO_PFQ
GİRİT’TEN SİDE’YE KÜLTÜR VE LEZZET ŞÖLENİ COŞKULU BAŞLADI
Türkiye’nin 61 milyar dolarlık turizm hasılasında 6,65 milyar dolar değer ile yüzde 10’dan fazla pay sahibi olan Manavgat, kültürel mirasını yansıtan lezzetleriyle gastronomi turizminde dünya sahnesine Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali ile iddialı bir giriş yaptı. Manavgat Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen festivalin açılış etkinlikleri birbirinden renkli görüntülere sahne oldu.
26 Nisan Cumartesi akşamına kadar Girit’e özgü yemeklerin tanıtılacağı, müzik etkinlikleri ve halk danslarıyla eşsiz bir atmosfer yaşatacak Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali, Side Antik Kenti’nde gerçekleştirilen kortej yürüyüşü ve Apollon Tapınağı’ndaki açılış seremonisi ile başladı.
Yabancı turistler cep telefonlarıyla görüntü çekmek için birbirleriyle yarıştı
Kortej yürüyüşünde festivalin ev sahibi Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, Girit Hanya Belediye Başkan Yardımcısı Eleni Zervoudaki ve Hanya Belediyesi Kültür Başkan Yardımcısı Ioannis Giannakakis, Girit adasından ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen davetliler ile vatandaşlar katıldı. Yaklaşık bir kilometrelik kortej yürüyüşüne katılanlar, bando takımının seslendirdiği şarkılara tempo tutarak ilerlerken Side Antik Kenti’ni gezmeye gelen turistler, coşku dolu anları cep telefonlarıyla görüntüledi ve tüm dünya ile paylaştı.
Apollon Tapınağı’nın hemen yanında kurulan sahnede Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nin resmi açılış seremonisi gerçekleştirildi. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Ulu Önder Atatürk ve tüm şehitler için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından ilk konuşmayı Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara yaptı.
“Manavgat’ı gastronomi turizminde de cazibe merkezi haline getirmeyi amaçlıyoruz”
Başkan Kara, Manavgat’ın sadece yaz destinasyonu değil, yılın her mevsimi keşfedilecek bir kültür ve doğa hazinesi olduğunu vurguladı. Manavgat’ı gastronomi turizminde de cazibe merkezi haline getirmeyi amaçladıklarını belirten Başkan Kara, Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nin bu hedefe ulaşılmasında büyük önem taşıdığını dile getirdi.
Başkan Kara, “Kültür, tarih ve gastronominin iç içe geçtiği çok özel bir festivalin doğuşuna hep birlikte tanıklık ediyoruz. Girit’in denizle yoğrulmuş zarif kültürünü, Side’nin mistik sokaklarıyla buluşturuyoruz. Bu festival yalnızca eğlence değil, aynı zamanda Manavgat’ın kültürel vizyonunun güçlü bir yansımasıdır.” dedi.
Başkan Kara, Girit’ten gelen sanatçılar, şefler ve akademisyenler; dans gösterileri, söyleşiler ve lezzet sunumlarıyla iki coğrafya arasındaki tarihî ve kültürel bağları çok daha güçlendirdiklerine dikkati çekti. Mübadele öncesi Girit’in Hanya şehrinden göçüp Side’ye yerleşen hemşehrilerinin Girit’in zengin mutfak kültürünü yaşattığını vurgulayan Başkan Kara, Manavgat Belediyesi ile Hanya Belediyesi’nin kardeş şehir olacağını da ilan etti. Başkan Kara, festivalin ana sponsorları Barut Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Haydar Barut ve Seher Hotelleri Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güneş’e teşekkür etti.
Hanya Belediyesi yöneticileri dostluk ve kardeşlik duygularını pekiştiren mesajlar verdi
Hanya Belediye Başkan Yardımcısı Eleni Zervoudaki ve Hanya Belediyesi Kültür Başkan Yardımcısı Ioannis Giannakakis de konuşmalarında Girit ve Side halkının kültür ve lezzet kaynaşmasının çok değerli olduğunu, dostluk ve kardeşlik duygularının pekişmesine büyük katkılar sağlayacağını dile getiren mesajlar verdi. Hanya Belediyesi Kültür Başkan Yardımcısı Ioannis Giannakakis, konuşmasının ardından sahnedeki piyanoya geçerek sevilen bir Girit şarkısını seslendi.
Apollon Tapınağı’nın silüetinde Manavgat ve Giritli dansçılar gösteri sundu
Açılış seremonisinde Apollon Tapınağı’nın sütunlarının gölgesinde Manavgat Belediyesi Folklor Ekibi veGirit Halk Dansları Topluluğu’nun gösterilerini hem festival misafirleri hem de yabancı turistler ilgiyle izledi. Usta müzisyenler Georgis Skounakis ve Emmanouil Ntaountakis’in seslendirdiği eserlerle oynayan Giritli dansçılar büyük alkış aldı.
Giritli dansçılar ve müzisyenler yağmura aldırmadılar, neşeli şarkılar söylediler
Coşkulu bir şekilde devam eden açılış seremonisi aniden bastıran yağmur nedeniyle sonlandırıldı, ancak Giritli dansçılar ve müzisyenler, yağmura karşı korunaklı sahnede neşeli şarkılar söylemeye başladı. Yağışa aldırmayan turistler de Giritlilerin kutlamasına alkışlarla eşlik etti.
DAVID LYNCH ve MARK FROST’UN ÇIĞIR AÇAN YAPIMLARI TWIN PEAKS ve TWIN PEAKS: A LIMITED EVENT SERIES BU YAZ MUBI’DE
David Lynch ve Mark Frost imzalı kült dizi TWIN PEAKS (1989), 35. yıldönümünde devam serisi TWIN PEAKS: A LIMITED EVENT SERIES (2017) ile birlikte MUBI’ye geliyor. Polisiye, melodram ve gerçeküstü ögeleri benzersiz bir atmosferle harmanlayan dizinin tüm bölümleri (orijinal 30 bölüm ve devam niteliğindeki 18 bölümlük seri) 13 Haziran 2025’te MUBI topluluğuyla buluşacak. Bu özel seçki, ocak ayında hayatını kaybeden David Lynch’in özgün dili ile sinema tarihinde derin izler bırakan estetik anlayışına bir saygı duruşu niteliği taşıyor.
MUBI’nin özenle tasarlanan sinema kataloğunu özgün ve yenilikçi televizyon yapımlarıyla genişletme yolunda attığı bu önemli adım, dizinin sadık ve sıkı hayranlarına yeniden izleme şansı sunarken Twin Peaks evreni ile daha önce tanışmamış olanlara ise yepyeni ve unutulmaz bir deneyim vadediyor.
Televizyon tarihinin en çok sevilen ve konuşulan yapımları arasında yer alan TWIN PEAKS, kendine has yöntemleriyle tanınan FBI ajanı Dale Cooper’ın (Kyle McLaughlan), genç bir kadın olan Laura Palmer’ın (Sheryl Lee) gizemli cinayetini soruşturmak üzere Twin Peaks kasabasına gelişi ile başlıyor. Soruşturma derinleştikçe, gerçeküstü öğelerle örülü sırlar ve komplolar gün yüzüne çıkıyor. Tamamı David Lynch tarafından yönetilen TWIN PEAKS: A LIMITED EVENT SERIES ise Laura Palmer’ın şoke edici cinayetinden 25 yıl sonrasına uzanıyor.
NİSAN AYINDA DİNOZOR ÇOCUK’TAN PARK CANAVARI, DİNOZOR GENÇ’TEN YILDIZLI SAAT – DAĞLARIN ÖTESİNDE ile RENKLİ MACERALAR!
Dinozor Çocuk nisan ayında, Hafize Çınar Güner’in çocuklara hem eğlenceli hem de öğretici bir hikâye sunan kitabı Park Canavarı’nı Sevtap Sarıca imzalı yeni resimleri ve yeni formatıyla okurlarla buluşturdu. Dinozor Genç ise Francesca Gibbons’ın kaleme aldığı, dünyaca ünlü Chris Riddell’in muhteşem illüstrasyonlarıyla süslenmiş, sürükleyici ve şaşırtıcı üçlemenin ikinci kitabı Yıldızlı Saat – Dağların Ötesinde’yi yayımladı. Dinozor Çocuk ve Dinozor Genç’in tüm kitapları, raflarda ve internet satış sitelerinde!
ARTER’DE NELER VAR?
Arter, devam eden ve yeni açılan sergilerinin yanı sıra yorumlama ve öğrenme etkinlikleriyle ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. Çocuk atölyesi ve Kütüphane Söyleşileri’ni düzenlemeyi sürdüren Arter, 23-26 Nisan tarihleri arasında Show of Hands Müzik Festivali’nin yeni edisyonuna da ev sahipliği yapıyor. 26 Nisan’da Paribu ile “Arter’de Uzun Cumartesi” çerçevesinde gece yarısına kadar ziyaretçilerini ağırlayacak olan Arter, 30 Nisan’da ise Gedik Filarmoni Orkestrası’nın konserine ev sahipliği yapacak.
SERGİLER
Arter’in sergi programı, farklı disiplinlerden sanatçıların üretimlerine odaklanan beş kişisel sergiye yer veriyor. Yasemin Özcan’ın seramik, fotoğraf, metin, video, ses ve performans gibi çeşitli mecralarda ürettiği eserlerini kapsayan kişisel sergisi Islak Zemin; Koray Ariş’in heykellerini üretim sürecine dair unsurlarla araya getirerek sanatçının pratiğine kapsamlı bir bakış sunan kişisel sergisi İçinde Yaşadığımız Deri; Angelica Mesiti’nin beden perküsyonunu temel alan performans videosu ile sekiz parçalık bir fotoğraf serisinden oluşan kişisel sergisi Gelecek Zamanın Süregelen Hikâyesi ve heykeli alışılmış tanımlardan uzak bir biçimde deneyime açan Franz Erhard Walther’in Türkiye’deki ilk kapsamlı kişisel sergisi Heykel Olma Teşebbüsü, Arter’de devam ediyor. Kader Attia’nın 24 Nisan’da açılan Asesinos! Asesinos! başlıklı kişisel sergisi ise sanatçının Arter Koleksiyonu’nda yer alan aynı adlı büyük ölçekli yerleştirmesini mekâna özgü bir kurgu içinde ziyaretçilerle buluşturuyor.
“TANIDIK BİR YÜZ” ÇOCUK ATÖLYESİ
“Tanıdık Bir Yüz” başlıklı çocuk atölyesi, 26 Nisan Cumartesi günü 11:00’de Atölye alanında Ceren Yılmazoğlu yürütücülüğünde gerçekleşecek. 2–3 yaş grubundaki çocuklara yönelik atölye, katılımcıları Koray Ariş’in İçinde Yaşadığımız Deri başlıklı sergisini müzik, ritim, ses ve hareket aracılığıyla keşfetmeye davet ediyor. Sergi turunun ardından yaratıcı müzikal çalışmalarla devam edecek atölyenin üretim aşamasında çocuklar, Ariş’in eserlerinde kullandığı malzemeleri müzikal hikâye ve ses oyunları eşliğinde deneyimleyebilecekleri bir ses yolculuğuna çıkacaklar. Atölyenin biletleri Arter’in giriş katında yer alan Danışma ve Bilet Gişesi’nden veya Biletix üzerinden temin edilebilir.
SHOW OF HANDS MÜZİK FESTİVALİ
Show of Hands Müzik Festivali’nin yeni edisyonu, 23–26 Nisan 2025 tarihleri arasında İstanbul’da üçüncü kez Arter’in ev sahipliğinde gerçekleşiyor. A.K. Müzik ve Hermes Records işbirliğiyle düzenlenen ve doğaçlama müziğe odaklanan festival, her yıl olduğu gibi sanatçılar ve izleyiciler arasında benzersiz bir etkileşim yaratmayı amaçlıyor. Bu yıl festivalin odak noktasında, caz ve çağdaş müzik sahnesinin önde gelen on bir sanatçısı solo ve duo performanslarıyla yer alacak. Katılımcılar, doğaçlama müziğin sınırsız dünyasına dalarak farklı türleri ve sanatsal yaklaşımları deneyimleme fırsatı bulacaklar. Show of Hands Müzik Festivali’nin biletleri, Mobilet üzerinden satın alınabilir.
KÜTÜPHANE SÖYLEŞİLERİ: MEHMET SAİD AYDIN
Arter’in, edebiyat ve sanat ilişkisine yeni bakışları mümkün kılmak amacıyla düzenlenen Kütüphane Söyleşileri serisinde, kitapların ortaya çıkış süreçleri odağa alınarak çeşitli okuma biçimleri yorumlanıyor. Serinin, 26 Nisan Cumartesi günü saat 17:00’de Arter Kütüphanesi’nde ücretsiz olarak gerçekleşecek beşinci etkinliği, edebiyatının farklı sanat disiplinleriyle bağlantılarına odaklanan bir konuşma için şair Mehmet Said Aydın’ı ağırlayacak. Şiirlerinin yanı sıra denemeleri, radyo programları ve senaryo çalışmalarıyla da tanınan Aydın, 2011 tarihli Kusurlu Bahçe’den son kitabı Altını Ben Çizdim’e (2025) kültürün farklı mecralarını ve toplumsal karşılıklarını birlikte düşünmeye davet ediyor.
PARİBU ile “ARTER’DE UZUN CUMARTESİ”
Arter, 2025’in ilk “Uzun Cumartesi” uygulaması çerçevesinde 26 Nisan Cumartesi günü kapılarını gece yarısına kadar açık tutacak. Paribu’nun değerli desteğiyle gerçekleşen “Uzun Cumartesi”de güncel sergilerin yanı sıra Kütüphane ve Kitabevi de 11:00-24:00 saatleri arasında ziyaretçilerin erişimine açık olacak. Paribu ile “Arter’de Uzun Cumartesi” kapsamında ziyaretçiler, Show of Hands Müzik Festivali konserlerine, Mehmet Said Aydın’ın söyleşisine, atölye ve yorumlama etkinliklerine katılabilecek; rehberli turlara dahil olma fırsatı yakalayacaklar. Taksim’den ve Tepebaşı’ndan Arter’e ücretsiz ulaşım imkânı sağlayan servis araçları, Paribu ile “Arter’de Uzun Cumartesi” boyunca ziyaretçilere hizmet vermeye devam edecek.
GEDİK FİLARMONİ ORKESTRASI KONSERİ
Arter’in ev sahipliği yaptığı Gedik Filarmoni Orkestrası konseri, 30 Nisan 2025 Çarşamba akşamı saat 20:00’de performans salonu Karbon’da gerçekleşecek. Program, Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestası’nın kurucu şefi ve İngiltere’nin en köklü ikinci korosu Ipswich Koro Topluluğu’nun fahri başkanı Cem Mansur’un yapacağı bir konuşma ile açılacak; ardından başkemancı Murat Erginol’un liderliğindeki yaylı çalgılar grubunun icra edeceği, 20. yüzyılın oyuncul dehası Alfred Schnittke’ye ait bir minyatürle devam edecek. Konserin ikinci bölümünde, Uğurcan Özcan’ın “Gurebahane-i Laklakan” adlı eserinin, solistliğiyaylı dörtlünün üstlendiği dünya prömiyeri gerçekleşecek. Akşam, Mendelssohn’nun çocuk dehasına dikkatlerimizi çeken, 9 ila 12 yaşları arasında bestelediği senfoniler arasında en kapsamlısı olan “Yaylı Senfoni No. 7”nin icrasıyla tamamlanacak. Gedik Filarmoni Orkestrası konserinin biletleri, Arter’in giriş katında yer alan Danışma ve Bilet Gişesi’nden, Biletix’ten ya da Mobilet’ten temin edilebilir.
HÜSEYİN KÖSE’NİN YENİ ŞİİR KİTABI SONUNA YETİŞTİĞİM ŞARKILAR, AYRINTI’DAN ÇIKTI!
Ödüllü şair Hüseyin Köse, beş yıllık bir aranın ardından çıkan yeni şiir kitabı Sonuna Yetiştiğim Şarkılar ile okuru derinlikli bir iç yolculuğa davet ediyor. Ayrıntı Yayınları’ndan çıkan kitap, bastırılmış duyguların, ertelenmiş sevinçlerin ve yarım kalmışlıkların izini süren şiirleriyle hem içsel hem de toplumsal bir yüzleşmenin kapılarını aralıyor.
Hüseyin Köse’nin beş yıl aradan sonra bir araya getirdiği Sonuna Yetiştiğim Şarkılar’ı yaşadığımız zamanların bilincinde biriken “bastırılmış sesler”in bazen açık açık bazen gizliden çağıldayan kaynaklarından sesleniyor. Gecikilmiş sevinçlerin yarattığı düş kırıklıkları, yarım kalmışlıkların kanayan anıları, eksilen şeylerin bilinçte olağan sınırlarından taşarak “yokluğun izi”ni kalıcı kıldığı gerçek yaşam ağrıları… Kendini her koşulda umudu ve barışı diri tutmaya adamış olanlarla iyiyi ve güzeli anında boğmaya yeminli olanlar arasındaki amansız kavga hâlâ sürerken içimizdeki ve ötelerimizdeki uzak-yakın gurbetlere yeniden bakmaya çağırıyor Şarkılar bizi. Kayıtsızlığın buzul çağında egemen sistemlerin örgütlü ve saldırgan kötülüğüne karşı, dürüst ve masum bir azınlığa ait olmanın haklı onurunu ve kendisi olarak sürüp gidememenin yol açtığı huzursuzluğu paylaşanların, tanımlanamayan yalnızlıklar ve acı veren suskunluklarla çevrelenen güneşli öykülerinden geniş bir evren, özgün bir sıcak lehçe: Kendi hayatlarının şarkılarını mırıldanmayı sürdürenler için… Sonuna Yetiştiğim Şarkılar, raflarda ve internet satış sitelerinde!
İSTANBUL’UN SÜRPRİZLERLE DOLU RUHUNDAN İLHAM ALAN “ŞAŞIRT BENİ İSTANBUL” SERGİSİ BARUTHANE’DE AÇILDI!
Ressam ve akademisyen Dr. Seval Özcan’ın yeni solo sergisi “Şaşırt Beni İstanbul”, 24 Nisan Perşembe akşamı Baruthane’de kapılarını açtı. İstanbul’un sürprizlerle dolu ruhundan ilham alan sergide sanatçı, geçmişle geleceği buluşturan özgün sanat eserleri ve onlardan yola çıkarak oluşturduğu dijital versiyonuyla her yaştan insanın ruhuna dokunmayı hedefliyor. “Şaşırt Beni İstanbul”, sanatın ve renklerin büyüsüyle, izleyicileri şaşırtacak bir deneyim sunuyor. İBB Kültür ve İBB Miras’ın katkılarıyla gerçekleşen “Şaşırt Beni İstanbul” sergisi, 29 Haziran’a kadar pazartesi hariç her gün 10.00-21.00 saatleri arasında Ataköy’de bulunan Baruthane’de ücretsiz olarak sanatseverleri bekliyor.
“Şaşırt Beni İstanbul” sergisi, Dr. Seval Özcan’ın İstanbul’un çok katmanlı yapısına ve sürprizlerle dolu atmosferine odaklanan eserlerinden oluşuyor. Sergide, geleneksel resim teknikleriyle üretilmiş eserlerin yanı sıra, sanatçının kendi çalışmalarını temel alarak oluşturduğu dijital çalışması da yer alıyor. Bu dijital eser, büyük ölçekli ekranlar ve dijital gözlükler aracılığıyla izleyiciyle etkileşime girerek mekânsal ve katılımcı bir sanat deneyimi sunuyor. Klasik ve dijital sanatın bir arada sunulduğu sergide ziyaretçiler, farklı algı düzeylerinden beslenen çok katmanlı bir kurguyla karşılaşıyor.
Sergi, izleyiciyi gündelik hayatın hızından uzaklaştırarak dikkat, farkındalık ve sorgulama gibi kavramlar etrafında düşünmeye davet ediyor. İstanbul’un sürekli dönüşen dokusu, sergide hem görsel hem de kavramsal bir arka plan olarak kullanılıyor. “Şaşırt Beni İstanbul”, çağdaş sanatın farklı ifade biçimlerini bir araya getirirken aynı zamanda çağın ruhuna da temas ediyor.
“Şaşırt Beni İstanbul” sergisi, 25 Nisan – 29 Haziran 2025 tarihlerinde pazartesi hariç her gün 10.00-21.00 saatleri arasında Ataköy’de yer alan Baruthane’de ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.
Salsa Rüzgarı Marmara Park AVM’de Esecek
Dünya Salsa Federasyonu iş birliğinde Banu Noyan organizatörlüğünde Salsa Cup 2025 Türkiye Salsa Yarışması, 3 Mayıs Cumartesi günü Marmara Park AVM’de gerçekleşecek. Jüri koltuğunda ünlü organizatör Ahmet San, Banu Noyan, şarkıcı Nez ve manken Demet Şener’in yer aldığı yarışmanın birincisi, Polonya’da düzenlenecek Uluslararası Salsa Yarışması’nda ülkemizi temsil edecek.
Türkiye’nin en iyi dansçılarının sahneye çıkarak yeteneklerini sergileyecekleri Salsa Cup 2025 Türkiye Salsa Yarışması, 3 Mayıs Cumartesi günü saat 14.00-18.00 arasında Marmara Park AVM’nin zemin katında bulunan etkinlik alanında düzenlenecek.
Kıyasıya rekabetin yaşanacağı etkinlikte birinci olan yarışmacı Polonya’da gerçekleştirilecek Uluslararası Salsa Yarışması’nda ülkemizi temsil etme hakkı kazanacak.